2 Yalova Sefasi

Hacivad (besteyi söyliyerek perdeye gelir)
Ehinnü şevqan ila diyârin
Laqîtü fihà cemâla Selmâ

— Ya la ya la ah, yele lel le li vay —
Laqîtü fîhâ cemâla Selmâ.

Ki mîresâned ezân nevâhî
Nevîd-i vasleş becânib-î mâ?
Hey yâr, hey döst-i ra’nâ-yi men,
Nevîd-i vasleş becânib-î mâ.
Ya la ya la ah, yele lel le li vay
Nevîd-i vasleş becânib-î mâ.

Hay Hak!

( H . perde gazelini okur.) Söyler erbab-i fetanet dastanı perdeden.
Gösterir hikmetşinasana cihanı perdeden.
Zevk ii şevke yadigâr bir şam’a yakmış ehl-i dil,
Siretin surette bildirmiş nişan-i perdeden.
Guiyâ bez m-i sefanın sâki-yi gülfâmıdır.
Çeşm-i bülbül gösterir bu erguvanı perdeden.
Perde perde nağmeler agaz olundukça heman.
Neş’eyâb olsun efendim Isfahanı perdeden.
Bir günü milyonlar olsun ömrü şah-i âlemin!
Bendesi Raşid dua eyler zeban-ı perdeden.

Karagöz (yerde yatar).
Yürü gidi anacağızını sallayıp sıyırdığım! Etrafı teker lek, ortası sivri, idare fitilli kıyafetli kerata! Lahana kafalı, pancar surat lı, pırasa bıyıklı, sivri sakallı, şeytandan akıllı herif seni! Benden ne istersin acaba? Gelirsin kapımın önüne, her akşam gürültü patırdı! Hiç demezsin ki: Karagöz Beyefendi gazete mi müştakla buyurıyor, or man mı nazar-i tetkikten geçiriyor, sütlü kahvesini mi içiyor, yoksa kahvaltını ekil veya tenavül buyuruyor? Demez ya! Bıktım usandım bu heriften, dostlar!
H(perdeye gelir). Karagöz, kusurumu affet!
K Affetsem, yine yaparsın.
H Hiddetini teskin et!
K Keskin ettiğim için bağırıyorum ya!
H Artık geçsin hiddetin!
K Geçti, Hacivad.
H Sormak ayıp olmasın amma, sen nereden çıktın?
K Ayıptır, Hacivad!
H Neden?
K Neden diye soruyorsun! Şimdi sana anamın karnında ne var ne yok onu mu söyliyeyim?
H A canım, ben sana ananın karnından çıktığını sormıyorum! Şimdi nereden çıktın diyorum.
K Bu da lâf mı. Hacivad? Turp gibi bayırdan çıktım.
H Onu demek istemiyorum. Şimdi buraya gelirken hangi mekândan çıktın?
K Neden sordun?
H Neden olacak? üstün başın sırsıklam.
K Sorma, Hacivad, sorma! Gırtlak belâsı, aç gözlülük!
H Ne demek istediğinizi anlamıyorum.
K Karıdan gizli bazı şey çaldım, yemek için bir deliğe girdim de…
H Anladım, Karagöz, anladım! Sıçan tutmak için rutubetli yerlerde gezdin galiba?
K Ağzını topla, Hacivad, yoksa ense-yi balâna tokad-ı valâmı yerleştiririm ha!
H Canım, lâtife olsun diye söyledim.
K Geçen gün bütün ailece karar verdik, yemekler yapıp öteberi hazırladık, üzüm incir ve sair şeyler de aldık …
H Aman Karagöz, ağzımı sulandırdın!
K Vay, açgözlü kerata, vay!
H Sonra?
K Sonrası? Bu gün de taze taze yalancı dolma yaptık.
H Aman, salyam aktı!
K Tencereye mi aktı?
H Tencereye aktı.
K Oyle ise yemem.
H Ben de olsam yemem.
K Sana vereyim, yutar mısın?
H Elbette yerim, kendi salyam değil mi?
K Ulan, tencere nerede, sen nerede, ben nerede? Simdi sana bir avuç baba torik koyuveririm ha!
H Aman, Karagöz, o nasıl lâkırdı? Sen tulumbacı mısın?
K Tulumbacılık ta ettim, lâflarını da öğrendim. Hem bu lâf yeni çıkma imiş.
H Ne olursa olsun; senin ağzına öyle lâf yakışmaz.
K Ne bileyim yakıştığını yakışmadığını? Lâf olsun diye söyledim.
H Yaraşmıyor, Karagözüm, yaraşmıyor!
K Oyle ise, geri götüreyim de yerine vereyim.
H Ulan, elbise mi bu?
K Sen onu gibi söyliyorsum.
H Sonra, Karagöz?
K Sonra, efendim, yalancı dolma yaptık.
H Bir tabak ta bana vermeli idin!
K Bir tabak sana verirsek bize bir şey kalmaz.
H Komşuda pişen bize düşer.
K Senin evinde pişen bize düşüyor mu ?
H Sen gönder, ben de gönderirim.
K Bu sepete sıcak sıcak konmaz, sonra ekşir. Şu kuyuya sarkıtalım dedim, karı inandı.
H Demek ki. Karagöz, karıya dolmayı yutturdun?
K Olur, kocacığım, dedi. Ben evvelden bir kaç defa kuyuya inmiştim, tecrübem var; dolma tenceresini aldım, zaten evde ip yok tutunarak kuyuya indim.
H Eyi cesaret!
K Kuyunun içinde güzelce karnımı doyurdum; tencerenin içinde bir pirinç tanesi bile kalmadı.
H Belki kalmıştır.
K Nasıl kalır? Tencereyi dilimle yaladım!
H Açgözlü imişsin Karagöz!
K Sonra karıya ne yalan uydurayım diye düşündüm. Yalandan kuyuya düşmüş gibi yaptım, elimle kuyunun kenarlarını tutarak kuyuya bir daldım,bir çıktım; başladım bağırmağa, soğuktan çenelerim de saat zembereğigibi tık tık vurmağa başladı; hemen halk kuyunun başına toplandılar;acele ile kuyunun makarasını de kafama düşürdüler; ne ise. komşudan bir ip almışlar, beni güç hal ile kuyudan çıkardılar.
H Karıya ne yalan uydurdun?
K Ne yalan uyduracağım? Ben kuyuya dustugum vakit dolmalar da suya düştü dedim. Karı „Ben süzgeçle toplarım" dedi; ne ise. ona da bir yalan buldum, vazgeçti.
H Sonra, Karagöz?
K Sonrası? Bari bu eğlence dolmasız olsun dedim.
H Demek bugün mesireye gideceksiniz öyle mi?
K Oyle olacak.
H Ne tarafa teşrif?
K Çırpıcıya
H Ah, Karagöz, ah! Bunca zamandan beri hukuk-u kadimemiz var.
K O,— sîzlere ömür! — vefat etti.
H Kim vefat etti ?
K Osuruklu kadınninen.
H Değil efendim! Bunca zamandır birbirimizle dostluğumuz olsun da sen beni böyle bir yere götürme! Bir gün de gönlümü alsan! Döversin, sö versin; bir kerecik Hacivadın hatırını ele alayım, gönlünü hoş edeyim demezsin.
K Eyi amma, biz ailece gidiyoruz.
H Ailen başka gün gitsin, bu gün seninle biz gidelim!
K Hacivad, bizim karı yemekleri vermez. Başka vakit gideriz.
H Vızır vızır! Onun haddine mi düşmüş? Zaten masrafları sen görmiyor musun?
K Hayır, ben görmem.
H Ya kim görür?
K Bizim karı görür.
H Nereden görecek? Onda para ne gezer?
K Hiç kimse görmeden komşuların kilerinden mutfağından uydurur.
H Sen iftira ediyorsun, senin karın öyle şey yapmaz.
K Nasıl yapmaz? Geçende evimiz yandı, karının sayesinde iki misli oldu.
H Sen karından yemekleri iste; ben de evden bir az bir şey uydururum, bir likte gideriz.
K Ben senin getireceğini bilirim: Komşunun bahçesinden salata çalarsın, ev sahibinin bağından da üzüm, bakkalı da dolandırır bir okka ekmek alırsın oldu bitti, değil mi?
H Karagöz, ben öyle şey yapar mıyım hiç?
K Ben de çalarsın demedim; sahibi görmeden alırsın.
H Haydi, Karagöz, sen yemek sepetini getir!
K Sonra dayak yerim bizimkinden.
H Haydi, canım, haydi!
K Olmaz, bilâder olmaz!
H Ben kendim gider karından isterim.
K (vurur. H gider).
Defol şuradan! Sen de balta mısın, köpoğlu? Ben kırk yılda bir çoluğumla çocuğumla seyre gideceğim, bu da beni de beraber götür diyor! Sen gidersin de ben durur muyum? Idgâha varalım, dolaba, dilber seyrine! Bakalım ayine-yı devran ne suret gösterir!
(Gider.)
——————————————————

(Şarkı ile Zenne, Çelebi gelir.)

Şarkı Hicaz

Sen verd-i bahar-ı hüsn ü ansın,
Bu kadd ile serv-i dilsitansın,
Arayiş-i gülsitan-i cansın.
Nakaret: Gel gülşene, taze bir fidansın,
Zevk eyle ki şuhsun civansın.
Lâlinde şigüfte gonce, cana,
işte yüzün işte verd-i rana,
Yolunda hezar eder temenna.

Eyzan.

Zenne: Uğurlar olsun, beyim, efendimi
Çelebi: Allah ömürler versin, iki güzüm!
Z Böyle güzel güzel şarkılar söyliyerek ne tarafa teşrifiniz, Hoppa Beyim?
Ç Ne tarafa olacak? Sîzleri arzuladım tasdi’e geliyordum.
Z Estağfurullah efendim! Cariyeniz de bir kaç gündür rahatsız idim, şimdi sîzleri gördüm şifayab oldum.
Ç Canım, efendim, ne idi rahatsızlığınız?
Z Bilmez değilsin ya! A beyim, küçük yaşımdan beri çekiyorum: Kalp!
Ç Bendenize niçin haber göndermediniz?
K (içeriden). Beyefendiye haber göndereydiniz, bir vizita eder sizi, hiç bir şeyiniz kalmazdı. Beyin doktorluğu vardır.
Z Kimle haber göndereyim?
Ç Canım efendim, hiç gönderecek adam yok mu?
Z Yok ya- Hekimler de söylediler, zaten de sizin vadiniz vardır, tebdil-i hava için Yalova sefasına gideriz, beyim, ikimiz birlikte.
Ç Olur efendim, pekâlâ!
Z Şimdi efendim, yol tedariki görmeli.
Ç Şimdi ben de gideyim de harar alayım ve bazı peyler de alırız Allaha-smarladık! (Gider.)
Z Sefa geldiniz!
K (perdeye gelir). Haberiniz var mı, hanımefendi. Lokma Beyden?
Z Hayrola, Karagöz! Ne var, bir şey mi olmuş?
K Olmuş demek te söz mü?
Z Aman, ne olmuş? Kuzum Karagöz, söyle!
K Lokma Bey sizden ayrıldıktan sonra bir kayığa binmiş, üsküdara geçmek için. İskeleden kayık açılmiş?, Kızkulesi açıklarına doğru gelmişler: Lokma Bey sigarasını yakmak için kibrit çakmiş, sigarasını yaktıktan sonra kibriti denize atar atmaz deniz tutuşmaz mı?
Z Aman Karagöz, git şunu anla, beyime bir şey olmuş mu?
K Karadan gidilmez elendim, masraf olur.
Z Al. Karagöz, sana bir lira! (Verir.)
K (alır). Ben şimdi gider anlarım. (Gider.)
Z Kuzum Karagöz, anla da çabuk gel!
H (perdeye Kelir). Vay. hanım kızım, sîzleri pek mükedder görüyorum!
Z A, Hacivad Çelebi, başıma gelenleri sorma!
H Hayrola efendim!
Z Bizim Hoppa Bey yok mu?
H Evet efendim.
Z Deminden burada görüştük, benden ayrıldı gitti gelmek üzere. Kayığa binmiş üsküdara gidiyormuş; kayıkta sigarasını yakmak için kibrit çak mış, sigarayı yaktıktan sonra kibriti denize atar atmaz deniz tutuşmuş.
H Hiç deniz tutuşur mu? Bunu size kim söyledi?
Z Karagöz söyledi.
H Bu efsane! Nasıl inandınız?
Z Kuzum Hacivad Çelebi, şunu sahih mi değil mi anlayınız! Şu parayı alınız! (Verir.)
H Ne lüzumu var efendim? (Alır.) Ben şimdi anlar gelirim. (Gider.)
K (gelir). İşi anladık.
Z Hoppa Bey nasıl oldu?
K Efendim, işin yalanı yok, yanlışı var.
Z Hoppa geliyor mu, Karagöz?
K Size anlattığım yalanmış. Lokma buradan gittikten sonra Sarıgüzel tara fından geçerken lokmacı dükkânında bir kaç kişi lokma yiyormuş…
Z Ey sonra?
K Sonrası? Bu da kaza ile lokma tenceresinin içine düşmüş, açgözlünün bi risi de bunu kapar kapmaz yutmuş.
Z Aman Karagöz, baygınlık geliyor, öleceğim! Şimdi, kuzum Karagöz, git te şunu eyi anla!
K Masarif olur.
Z Al şu iki lirayı! (Verir.)
K (alır). Ben şimdi gider anlarım. (Gider.)
H (gelir). Esef etmeyin efendim, sihhat haberini aldım.
Z Kurtulmuş mu Hoppa?
H Buradan gittikten sonra bir kayığa binmiş, Üsküdara gitmiş; orada işini görmüş, şimdi geliyormuş.
Z Sen gözünle gördün mü?
H Görmedim efendim amma, görenler var.
Z Karagöz geldi dedi ki. buradan gittikten sonra Hoppa Sarıgüzel tarafın dan geçerken bir kaç kişi lokmacı dükkânında lokma yiyormuş, bu da tencerenin içine düşmüş, açgözlünün birisi Hoppayı yutmuş.
H Canım efendim, böyle şeye nasıl inanıyorsunuz! Çocuk olsa inanmaz!
Z Kuzum Hacivad, şunu anla! Al şu parayı! (Verir.)
H (alır). Ben şimdi gider anlarım. (Gider).
K (gelir). Aman, nefesim tutuldu koşmadan! Aman, nefes alayım!
Z Karagöz, ne haber?
K Ne haber olacak? İşin esasını anladık.
Z Nasıl olmuş?
K Lokmacı dükkânında tencereye düştüğü yalanmış.
Z Doğrusu nasıl? Doğrusunu haber aldın mı?
K Aldım. Buradan giderken Lokma Bey ata binmiş koştururken düşmüş, bir ayağı bir eli kırılmış, bunu almışlar hastaneye götürmüşler.
Z Aman Karagöz, hangi hastaneye götürdülerse haber al da gel! (Verir.)
K (alır). Ben şimdi gider anlarım. (Gider.)
H (telaş ile gelir). Müjde efendim! Hoppa Bey geliyor!
Z Sahih mi, Hacivad Çelebi?
H Yalanı bendeniz asla kabul etmem. Simdi yarım saate kadar Hoppa Beyi karşınızda göreceksiniz.
Z Eksik olma, Hacivad Çelebi! Deminden Karagöz dedi ki, buradan gider ken Hoppa Bey attan düşmüş, bir bacağı, bir eli kırılmış, hastaneye götürmüşler dedi.
H Yalan efendim, yalan! O kezzubinin sözüne nasıl inanıyorsunuz?
Z Al, Hacivad Çelebi, şu beş lirayı! (Verir.)
H (alır). Ne zahmet efendim? (Gider).
K (gayet telaş İle). Of! Aman! Canım çıktı! Yoruldum, bayıldım!
Z Karagöz, hayır haber var mı?
K Var ya! Yarım saate kadar Lokma Beyi karşında göreceksin.
Z Aman Karagöz, sahih mi söyliyorsun?
K Neye yalan söyliyeyim efendim? Doğrusu bu.
Z Al, Karagöz, sana Uç lira! (Verir.)
K (alır). Ne zahmet efendim, ne zahmet? (Gider.)

(Şarkı ile Çelebi gelir.)

Şarkı Suznâka

Atfetme, sakın, hancer-i müjgânını nagâh!
İncitme, yazık, haste-yi hicranını, ey mah!
Koymaz yanına ettiğini hazret-i Allah.
Nekarat: Bir nar-i çiğersuza ki yaktın beni, eyvah!
Yaksın seni de ben gibi ateşlere Allah!
Evvelce sen ettin ona tahsis ile rağbet,
Müştâk-ı nigâh oldu o biçare de elbet.
Ağlar sana ah eyler o mazlum-u muhabbet.
Ey zan.

Zenne: Aman beyciğim! Dünya gözile seni gördüm!
Çelebi: Hayrola efendim!
Z Siz gittikten sonra Karagöz geldi.
Ç Evet efendim.
Z Hoppa bey, Üsküdara geçmek için bit kayığa binmiş; giderken sigarasını yakmış, kibriti denize atar atmaz deniz tutuşmuş dedi.
Ç Hiç deniz tutuşur mu? Siz de çocuk gibisiniz! Çocuk bile olsa inanmaz!
Z Ne yapayım? Elimde değil, inanırım. Sonra Hacivad geldi; ona söyledim, o da sizin dediğiniz gibi söyledi. Rica ettim, anla diye, o da gitti. Arkasında yine Karagöz geldi, yalanı yok, yanlışı var. Beyefendi Sarıgüzelden geçerken bir kaç kişi oturmuş lokma yiyorlarmış; beyefendi lokma tenceresinin içine düşmüş, açgözlünün birisi beyi yuttu dedi.
Ç Gülecek şey!
Z Sonra yine Hacivad geldi; ona da anlattım, o da yalandır, inanmayın dedi. Hacivada yalvardım, esası anlayın diye, Hacivad gitti Yine Karagöz geldi, bu sefer de beyefendi ata binmiş giderken düşmüş, bir eli bir ayağı kırılmış dedi. Yine Hacivad geldi, müjde, hanımefendi, beyefendi geliyor dedi. Sonra zat-i âliniz teşrif ettiniz sağsalim!
Ç Canım efendim! Düzcesi: Sizden para kapmak için türlü türlü desiseler dolaplar kurmuşlar.
Z Para giderse gitsin, siz sağ olun!
Ç Bir çok şeyler aldım; onları içine koymak için harar lâzım. Gideyim de iki harar bir küp alayım da geleyim.
Z Canım beyefendi, geç kalmayın, zira merak ediyorum!
Ç Çabuk gelirim. (Gider, İçeriden:) Baba, hararları kaça veriyorsun?
Hararci (içeriden). Efendim, çiftine beş yüz kuruş verin!
Ç Yok, baba efendi, çok!
Hararci Çok mu? Ya siz de verin!
Ç Üç yüz verelim!
Hararci O da pek az!
Ç Dört yüz verelim!
Hararci Verin parasını!
Ç Al, baba efendi!
Hararci Bereket versin!
K Hamal verelim ?
Ç Karagöz, bunları götürür müsün?
K Götürürüm efendim, niye götürmem?
Ç Kaç kuruş vereceğiz Şeyh Küşteri Meydanına?
K Efendim, yirmi kuruş verin.
Ç Peki, verelim. Gel bakalım, kaldır şunu!
K Anlıyamadım, neyi kaldıracağız?
Ç Hararı !
K Pek eyi, kaldırayım! (Omuzuna alır, perdeye gelir.) Şuraya koyalım, hanımın önüne koysak daha eyi.
Z Karagöz, bu tarafa getir, buraya koy!
K (hararı Zennenin ününe kor). Burası eyi değil mİ? Hamallık!
Z Beyefendi vermedi mi?
K Hayır, vermedi. Hanımdan iste, hanım versin dedi.
Z Al bakalım! (Verir.)
K (alır). Bereket versin! (Gider).
Ç (içeriden).Karagöz, bunu da al bakalım!
K Peki! (Hararı alır, perdeye gelir.) Sunu da buraya koyalım! (Perdeye kor.)
Z Daha var mı gelecek eşya?
K Şimdiki halde yok amma, dur bakalım, hamallık!
Z (verir). Al bakalım!
K Bereket versin! (Alır, gider.)
Ç (içeriden). Karagöz, beraber gel; bir küp alacağım, onu sen götürürsün.
K Olur efendim!
Ç Baba, bu küpe kaç kuruş istiyorsun?
Çömlekçi üç yüz kuruş.
Ç İki yüz verelim!
Çömlekçi Azdır beyefendi!
Ç İki yüz elli kuruş verelim!
Çömlekçi Gel, ver parasını!
Ç Çatlak matlak olmasın?
Çömlekçi Hayır efendim, çatlak değildir.
Ç Baba, al parasını!
Çömlekçi Bereket versin efendim!
Ç Karagöz!
K Buyurun efendim!
Ç Bu küpü kırmadan Seyh Küşteri Meydanına götürürsün ya?
K Götürürüm efendim.
Ç Kaç kuruş vereceğiz?
K Ne verirseniz, bereket versin!
Ç Hayır, olmaz: çocuğun adını belli etmeli.
K On kuruş verin!
Ç Yedi buçuk kuruş veririm.
K Peki, ben de götürürüm.
Ç Sakın Karagöz, kırma!
K Ne diyorsunuz efendim? Ben Yag kapanında hamallık ettim. Bu bir şey mi?
Ç Yavaş kaldır bakalım!
K (kaldırırken osurur). Yardım edin, bey!
Ç Yağkapanında hamallık ettiğin sahih imiş!
K Neden bildiniz?
Ç Arka kapıdan bir hapis kaçtı da ondan bildim.
K Bazen olur böyle. (Kupu arkasına alır, perdeye gelir.) Bunu da hararların yanına koyalım! Hamallık!
Z Kuzum Karagöz, bey hamallık vermiyor mu?
K Verir vermez, onunla teklifimiz yok, amma…
Z Amması ne oluyor?
K Hiç efendim, benimkisi çingenelik.
Z Al bakalım! (Verir.)
K Bereket versin! (Gider.)

(Semai ile Hacivad gelir.)

Semai Segah

Etti o güzel ahde vefa, müjdeler olsun!
Ey âşık-ı suride, sana müjdeler olsun!
Vad eyledi bir gice nihanî gelecektir
Ben kuluna, ey mehlika, müjdeler olsun!
Tiril li il li ileli, müjdeler olsun!

H Vay efendim, çiğerparem; böyle ne tarafa teşrif?
Z Hoppamla Yalova sefasına gidiyoruz, Hacivad Çelebi.
H Canım efendim! Bizsiz mi, bizsiz mi?
Z Siz orada ne yapacaksınız?
H Ne demek efendim? Biz insan değil miyiz? Ve bahusus oraya bendenizi de götürürseniz, sîzleri eğlendirir, güzel hikâyeler, masallar söylerim , vakit geçirirsiniz.
Z Oyle ise, Hacivad Çelebi, su önümdeki harara girin!
H Bas üstüne efendim!
K (pencereden). Vay köpoğlu! Hacivada bak! Zamparacılık!
Z Gir, Hacivad Çelebi, gir!
H Aşk-ı yaran, muhabbet-i canan! Ben de gittim Yalova sefasının askına,ya hey!
(Zennenin önündeki harara girer.)

K (perdeye gelir). Hanımefendi, varan dalya bir!
Z Ne var? Ne istersin?
K Hacı Cavcav nereye gitti?
Z Ben ne bileyim? Onun kâhyası mıyım?
K (harara bakar). Vay köpoğlu! Tespih böceği gibi büzülmüş.
Z Karagöz, oradan defol!
K Peki efendim, tef olayım da beni çalın!
Z Haydi diyorum sana!
K Gidiyorum gözyaşını dökerek. Ben de küpe girsem! (Ah ederek gider.)

(Şarkı ile Çelebi gelir.)

Şarkı Suznâk*

Canım dediğim kasdediyor canıma vallah!
Allah acısın hal-i perişanıma, Allah!
Tesir mi eder yarime hiç ah-ı sehergâh?
Nakarat: Allah acısın hal-i perişanıma, Allah!
Kâfir mi nedir hilkati her kâri hakaret?
Gönlümdür eden başına bu yari davet.
Sevdasını terk eyler ise ona da lânet!

Eyzan.

Ç Vay efendim, böyle küplerle hararlarla ne tarafa teşrif?
Z Hoppamla Yalova sefasına gidiyoruz.
Ç Böyle efendim, bizsiz, bizsiz mi?
Z Sizler orada ne yaparsınız?
Ç Ne mi yaparım? Bendenizin sanatım vardır, o kârı yaparım.
Z Nedir sanatiniz, beyefendi?
Ç Benim sanatim berber; orada para kazanır, sizin kucağınıza dökerim parayı.
Z Oyle ise ortadaki hararın içine girin!
Ç Peki efendim. Aşk-ı yaran, muhabbet-i canan! Ben de gittim Yalova sefasının aşkına, ya hey! (Harara girer.)
K (perdeye gelir). Varan dalya iki! Hanımefendi, növbet benim; beni de götüreceksiniz. Ulan, oğlana bak, nasıl büzülmüş!
Z Daha sana vakit var.
K Demek bize növbet gelmedi, öyle mi? Ben sabahçı mıyım?
Z Sen şimdi git te ben haber veririm.
K Posta ne günü kalkıyor? Cumartesi günü mü?
Z Ben sana haber veririm, sen git!
K Peki, ben söz dinlerim. (Gider.)

(Şarkı ile Tiryaki gelir.)

Şarkı Isfahanb

Fesleğen ektim, gül bitti.
Dalında bülbüller öttü.
Ötme, bülbül! Yârim gitti!
Nakarat: Ben dertliyim, kan ağlarım.
Karalar bağlar ağlarım.
Bir sille vurdu başıma.
Hotozum indi kaşıma.
Yazık oldu genç yaşıma.

Ey zan.

Tiryaki: Vay, benim serv-i nazım! (Uyur).
K (pencereden). Bu kim? Uykucuzade. Uyuma, ulan!
T Ne bağırıyorsun ? (Uyur.)
K (pencereden). Galiba bunun ismi Nokrad Çelebi, — hu!
T Galiba horoz ötüyor, gugurigu diyor.
K Sabah oldu, sabah!
Sabah oldu, uyansan a!
Gül yastığa dayansan a!
Ahıra gidip timar olsan a!
T Sormak ayıp olmasın amma, siz böyle gelene geçene harfendazlık mı edersiniz?
K Evet, bu yaz gideriz.
T Nereye gidiyoruz?
K Karaca Ahmede. mezarlığa.
T Sen git mezarlığa! Daha ben gün göreceğim.
K Doğru sövüyorsun, daha senin yaşın ne. başın ne! Olsan olsan üç otuz.
T Tütün paketi mi otuzluk?
K Evet. içer misin?
T Ben çoktan braktım.
K Kuzum, bir çubuk doldurun!
T İçmem efendim; zorla mı?
K Kim teklif ediyor sana?
T Evveli tütün içerdim, nargile içerdim, esrar içerdim, kahve içerdim …
K İçmediğin bir şey kalmadı ki, baba!
T Sen de benim gibi her şey içer mi idin?
K İçerdim.
T Ne içerdin?
K Salep içerdim, boza içerdim, tütün içerdim, rakı içerdim, esrar içerdim …
T İçin gitsin! İçin gitsin!
K Senin için gitsin, köpoğlu!
T Akşamları bade cümbüşlenir misin?
K Bazen sen de cümbüşlenir misin?
T Cümbüşlenirim. Gel, keyfim gel! Kah kah! (Cüler.)
K Bizim cümbüşümüz kalmamış, artık ihtiyarladık.
T „İhtiyar olsam da gönlüm tazedir."
K Bizim Tiryaki kepazedir. (Gider.)
T Canım efendim, böyle küplerle hararlarla’ yolculuk mu var? Ne tarafa teşrif?
Z Hoppamla Yalova sefasına gidiyorum.
T Bizsiz, bizsiz mi böyle?
Z Siz orada ne yaparsınız?
T Benim sanatim koltukçuyum; orada da sanatimi yaparım, para kazanır getirir size veririm.
Z Sen de önündeki küpe giriver!
T Aşk-ı yaran, muhabbe-t canan! Ben de gittim nazlımın aşkına, ya hey. (KUpe girer.)
K Vay, ogursuz oğlu ogursuzu! (Ferdeye gelir.) Varan dalya üç! Hanım, bize növbet gelmedi mi?
Z Daha vakit var.
K Son posta mıyız? Köpoğlu Hacivad ilk posta ile kapağı attı! (Küpe bakar.) Ulan. Tiryakiye bak! Kirpi gibi nasıl büzülmüş! Ne zaman gireceğiz küpe harara?
Z Daha vakit var. Karagöz.
K Ben gidiyorum. Dalya Uç oldu. (Gider).

(Şarkı ile Ak Arap gelir.)

Şarkı Nihavendi.

  • Beita’ hindî, befta hindî, şâş harîr, yâ benât!
    Veftehû lî, yâ sabâyâ, li’ecli abât.
    Küllemâ nâmet ‘uyûnî btihsibu l-‘âşıq yenâm;
    Vel-‘âşıq mugrem, sabâyâ’, lem’ ‘ale l-‘âşıq melâm.
    Fetahat li veqâlat lî: Khuş yâ nûr ‘sinî, nâm!
    Fereşet li min qatîfa vel-mikhadda rîş na‘âm ;
    Tallalatnî qasr ‘âlî veqadatli ş-şam‘dân.

Arap: Vay âföndüm . iki gözüm, nur-u ‘aynim, khanum aföndi!
Z Oh, Hacı Kandil! Sefa geldin!
A. Safa bulduk, ganim!
Z Nasılsınız, Hacı Kandil*?
A Sok şukur! Siz eyu?
K (perdeye gelir). Vay, Hacı Kandil! Sefa geldin!
A Ulaq, sen qimsin?
K Sen beni bilmedin mi?
A Khayr, bilmadı.
K Ben sizin hemşeriniz olan Hacı Şamandıranın sütbiraderi!
A Aywa.
K Ayvadan da ver on paralık!
A Sen bizim Takhtagal’ada gelirdi?
K Aywa.
A Siz de aulâd ‘Arabdan mısınız?
K Evet, ben de evdeki çoraptanım.
A Siz de gahwa benim gibi şok işer?
K Evveli işerdim amma, sonra anam götümü yaktı, şimdi işemem.
A Ne suylersin? Ben anlamadı.
K Sen yine anlama! (Gider.)
A Siz buyla, Khanumaiöndi, küplerle hararlarla, ne tarafa teşrif?
Z Hoppamla Yalova sefasına gidiyorum.
A Buyla bizsiz, bizsiz mi?
Z Sen orada ne yaparsın gidersin de?
A Qasdane qababi satar, funduq qababi satar, getirir paraları sana verdim mi.
Z Sen de, Hacı Kandil, önündeki küpe giriver!
A ‘Aşq-i yaran, muhabbet-i canan! Ben de gittim Valova sefası aşqina, ya hey!
K (perdeye gelir). Varan dalya dört! Ulan, küpte Tiryaki ile kavga ediyorlar!
A (kUpün içinde). Ganim, ötede şekil!
T (küpün içinde). Burası tuhaf! „Dağdaki gelir de bagdakini kovar derler. sahih! Şimdi geldi, gelir gelmez bana rahatsızlık veriyor.
A Ganim, ötede git a, ganim!
T Çubuğuma bastın! Öte tarafa çekil!
A Sen şekil, ganim!
K Kuzum, ben de gireyim şu küpe!
Z Sana daha vakit var.
K Ne vakti? İçerisi posta vaporu gibi doldu.
Z Sonra. Karagöz, sonra! Sabret!
K Pekâlâ, növbetimize kail olalım! (Gider.)

(Şarkı ile Arnavut gelir.)

Tunada çırpar bezini,
Kim sevmez Bulgar kızını?
Opeydim elâ gözünü!
Nakarat: Kim sevmez, haydi, Bulgar kızını?
Kır ata vurdum haşayı.
Elime aldım maşayı.
Gürdün mü bizim paşayı?

Eyzan.

Arnavut Mori, selâm ün aleyküm tuzila biberile!
K (pencereden). Ve aleyküm selâm sirkesile sarmısagile!
A Mori, kardaş! Sen orada dalyancı mısın?
K Evet, dalyancı.
A Balık mı tutarsın?
K Balık tutarım.
A Dalyana ne balığı celirse tutar mısın?
K Tutarım: Torik, palamut, uskumru, senin gibi ayı balığı, köpek balığı, ne olsa tutarız.
A Mori, onlar yenir mi?
K Yenir yenmez, hepsini tutarız.
A Ha mori, kardaş, uskumru balığı varsa ver!
K Hazırda uskumru yok. kalkan var, istersen vereyim.
A Mori, ben kalkandan hoşlanmam.
K İstersen kılıç balığı vereyim.
A Pisi var mi?
K Pisi yok temizi var.
A Ha mori, nasıl adamsın?
K Basbayağı adam. Adamın boynuzu olmaz ya!
A Kırlangıç var mı?
K Hayır, leylek var.
A Ne zevzek adam!
K Evet. zevzeğim.
A Sen balıkçı değil, yalan söyliyorsun!
K Değilim.
A Necisin?
K Oyuncakçı.
A Oyuncakçı değilsin.
K Değilim.
A Nesin, öyle ise?
K Lâkırdı tellâlı.
A Lâkırdı tellâlı olur mu?
K Ben lâf alır satarım.
A Lâf nasıl alınır?
K Senin söylediğini senden işidir, başkasına söylerim.
A O münafıklık, mori!
K Onun söylediğini sana gelir söylerim.

A Sen boşboğaz adam!
K Boşboğaz doluboğaz — böyle geçinir giderim. (Gider.)
A Hanımefendi, böyle çüplerle hararlarla ne tarafa Gidiyorsunuz?
Z Hoppamla Yalova sefasına gidiyorum.
A Ha mori, beni cötürmez misin?
Z Sen orada ne yaparsın?
A Salep satarım, boza satarım, paraları sana cetirir veririm.
Z Oyle ise, önündeki küpe giriver!
A Aşk-ı yaran, muhabbet-i canan! Ben de çittim Yalova sefasının askına, ya hey! (Küpe girer.)
K (perdeye gelir). Varan dalya beş! (K üpün içine bakar.)
Tiryaki (küpün içinde). Canım, öte tarafa çekilin! Bu ne rezalet böyle!
Arap (küpün içinde). Geldi başımda oturdu. Şekil oradan!
Arnavut (küpün içinde). Ha, mori kardaş. nasıl adam sız böyle?
Tiryaki (küpün içinde) Canım, rezalet etmeyin!
K Kuzum hanım, ben de gireyim içeri!
Z Sana daha növbet gelmedi.
K Şimdi çıldırırım! İçerisi bit pazarına döndü; sen hâlâ növbet gelmedi diyorsun!
Z Sabırlı ol. Karagöz, sabırlı!
K Varayım, eve gideyim! (Gider.)

(Şarkı ile Ermeni gelir.)

Şarkı Hüseyni

Ezirgandan Kemakhtan
Yar gelir oynamakhtan.
Gitti yarım, gelmedi,
Oloorum merakhtan.
Nakarat: Vıy dağlar, vıy dağlar,
Vıy dağlar dağlar dağlar!
Sılada yavrum ağlar.
Al kaputum asılı,
Kan tuttu yakasını.
At tavlada kişnoor.
lstoor ağasını.

Ey zan.

Ezirganda bir kuş var,
Kanadında gümüş var.
Gitti yarim, gelmedi,
Helbet bunda bir iş var.

Eyzan.

Derelerde maydanoz.
Bize gelmez oldunuz.
Yari elimden aldı
Bizim o koca domuz.
Eyzan.

Ermeni: Aşkamlar hayrolsun!
K (pencereden) Akşamlar hayrolsun. koca Sergiz!
E Nasılsın, âgü müsün?
K Eyiyim, sen de eyi misin?
E Melmeketten taze geldim.
K Demek buraya geldin ihtiyarladın.
E Çukhurçeşme hanında oturdum, Balıkhpazarında oturdum.
K Daha başka nerede oturdun?
E Beyoğlunda Kaliyuncu Kolluğunda oturdum, Şişlide oturdum.
K Senin sanatin nedir?
E Benim sanatım ince sanat.
K Malifaturacı mısın?
E Dagil!
K Basmacı mısın?
E Dagil!
K Berber misin?
E Dagil!
K Sanat kalmadı be! Kuyumcu musun?
E Dagil!
K Ne karın ağrısısın?
E Benim sanatim lâğımcı.
K Çok ince sanat!
E Çokh yerde çalıştım.
K Şimdi demek, memleketten geldin, öyle mi?
E Melmeketten geldim.
K Yine çalış ta para kazan! (Gider)
E Hanımefendi, böyle küplerle hararlarla ne tarafa teşrif?
Z Hoppamla Yalova sefasına [gidiyoruz].
E Bizi götürmez misin?
Z Sen orada ne yaparsın?
E Lâğım kazarım, girizme yaparım, para kazanır sana getiririm.
Z Oyle ise, küpün içine giriver!
E Aşk-ı yaran, muhabbet-i canan! Ben de gittim Yalova sefasının aşkına, ya hey!(Küpe girer.)
K (perdeye gelir). Varan dalya altı! Kuzum hanım, ben de gireyim! (Küpe bakar.)
Tiryaki (küpün içinde). Ulan? Bu kim gelen? Ote tarafa çekil!
Arap (küpün içinde). Ganim, nişun lâgirdi anlamaz siz?
Arnavut (küpün İçinde). Ha mori, başımda oturma, mori!
Ermeni (küpün içinde). Zooa! Şimdi geldim, gürültü etmeyin!
K Ulan, içerisi millet bahçesi gibi dolu! Kuzum hanım, ben de gireyim!
Z Canım, sana vakit var!
K İçeride yer kalmadı, hâlâ vakit var diyor!
Z Sen sabırlı ol!
K Ben gidiyorum, sonra yine gelirim. (Gider).

(Şarkı ile Yahudi gelir:)

Balat kapısında yirdim içeri.
Yuzeller oturmuş iki keçeli.
Buyuyune selâm verdim: Al beni içeri!
Nakarat: Yuzeller oturmuş iki keçeli

Balat kapısında ben seni yordum.
O beni yormedi, ben onu yordum,
Kyildim yanağından bir kere optum.

Eyzan.

Yahudi. Yaşamların hayrolsun!
K Bütün alem seni boğsun!
Y Nasilsin, Kara Uyuz?
K Haşeflerim burnuna asılsın!
Y Osurmak ayıp olmasın: Yine eski yerde mi osurursun’ ?
K Yahudi, doğru konuş! Orada otururum.
Y Oturak ol, oturak ol!
K Sen de kenef ibriği ol, kerata!
Y Yeçen yun yeldim, sizin mahalleden yeçiyordum, sen de pencerenin onunde otururyordun, beni yorur yormez al başini içeri.
K Yahudi, tepelerim! Cinas söyleme!
Y Ne söyledim? Fena mi söyledim? Eskiden her kes ile konuşurdun, şimdi bazen yorursun, bazen yormezsin, kör olursun.
K Sen kör ol, köpoğlu! (Gider.)
Y Vay, Hanımefendi, siz böyle küplerle hararlarla teşrif ne tarafa? Yolculuk mu var?
Z Hoppamla Yalova sefasına gidiyorum.
Y Bizsiz, bizsiz mi?
Z Sen orada ne yaparsın?
Y Kibrit satarim, sigara kâdi satarım, paraları sana yetiririm.
Z önündeki küpe giriver!
Y Aşk-i yaran, muhabbet-i canan! Ben de yittim Yalova sefasinin aşkina,ya hey! (Küpe girer.)
K (perdeye gelir). Varan dalya yedi! (Küpe bakar.)
Tiryaki (küpün içinde). Canım, bu da kim? Geldi, başımın üstüne çıktı.
Arap (kllpUn içinde). Ganim, ote tarafa otur, burada rahat yok!
Arnavut (küpün içinde). Mori canım, öte tarafa çeçilin!
Ermeni (küpün içinde). Zoo! Ne içün böyle yaparsınız? Gürültü etmeyin!
Yahudi (küpUn içinde). Maşalgam, maşalganı! Ne de dolmuş! Uskudarin ateş kayiği yibi!
T (küpün içinde). Yahudi, öte tarafa çekil!
Y (küpün içinde). Pekâlâ! Her kes burada oturak oldu, sen de olsan a!
K Kuzum, ben de gireyim!
Z Haydi, sen de gir! — (Karagöz küpün içine abdest bozar.)
T (küpün içinde). Yağmur yağıyor galiba.
Y (küpün içinde). Yetmiş yaşına yirdim, böyle siçak yağmur yormedim.
K Durun be! Arkadaşım var, onu da alayım I (Eve gider, köpegi alır gelir.) Şimdi beni dinle: Evvelâ Tiryakinin burnunu ısır, sonra Ak Arabın kulak larını, Arnavudun omuzunu, Ermeninin arkasını. Yahudinin her tarafını! Beni utandırma, göreyim seni! (Köpeği koyuverir, köpek havlıyor.) Hav hav hav hav hav!
Hepsi birden (küpün içinde). Bu ne rezalet! Burada köpeğin işi ne?
Tiryaki (küpün içinde). Aman, burnumu kaptı!
Arap (küpün içinde). Benim de, ganim, qulağim ısırdı!
Arnavut (küpün içinde). Ha mori, her tarafımı ısırdı!
Ermeni (küpün içinde). Zoo! Bu ne iş dir böyle? Burası yol geçen han mı?
Yahudi (küpün içinde). Hay ursuz oğlu ursuzu! Bu da nereden çikti?
K Aşkı yarar falan filan! Ben de gittim Yalova kaplıcalarında yıkanmak aşkına, ya hey! (Küpe girer.)
Hepsi birden (küpün içinde). Canım, bu nasıl şey? Burada oturacak yer yok,hâlâ adam geliyor!
Tiryaki (küpün içinde). Ote tarafa çekil!
K (küpün içinde). Burayı sade size vermediler
Arap (küpün içinde). Nişun böyle yapar? A ganim, ötede otur!
Arnavut (küpün içinde). Mori, niçün böyle yaparsın?
Ermeni (küpün içinde), içinizde hiç lâkırdı anlıyan yokh mu zoo?
Yahudi (küpün içinde). Lâkirdi anliyan biri yelsun!

(Şarkı ile Çelebi gelir.)

Şarkı Hicazkâr

Gönlümü duçar eden bu hale hep.
Kara gözlüm, kara bahtımdır sebep.
Ettiğim ah u figan-ı ruz u şep.
Nakarat: Kara gözlüm, kara bahtımdır sebep.
istemezsin sen perişan olduğum,
Ateş-i aşkınla nalân olduğum,
Sineçak u didegiryan olduğum.

Ey zan.

Çelebi Hanımefendi, her şey hazır mı?
Z Evet efendim, bendeniz tıkabasa hepsini doldurdum.
K (küpten). Orası doğru, hiç dışarıda bir şey kalmadı, hepsini içeri aldı hanım.
Ç Simdi ben gideyim de iki tane at bulayım, bunları yükletsinler.
Z Olur efendim!
Ç Ben şimdi gelirim. (Gider.)
K (küpten başım çıkarır). Hanımefendi, at ile gitmemiz olmaz.
Z Neden, Karagöz?
K Neden olacak? Yokuş yukarı giderken atın ayağı kayar kaymaz küp kırılır, piliç yumurtadan çıkar gibi haydi biz meydana!
Z Ne yapalım, Karagöz?
K Deve ile götürmeli.
Z Peki; gelsin de Bey, söylerim.
K Deve eyi. (Küpe girer.)
Ç (gelir). Bendeniz sürücülere söyledim, şimdi gelecekler.
Z Baksanız a efendim: At ile eşyaları götürmek olmaz.
ÇNeden efendim?
Z At yokuş yukarı çıkarken ayağı kayar kaymaz küp te kırılır, tekmil eşyalar meydana dökülür. Deve ile götürmeli.
Ç Ben şimdi gider devecileri bulur söylerim. (Cikar.)
K (küpten çıkar). Bana baksanız a: Deve olmaz!
Z Neden olmaz?
K Deve giderken, bazısı azılıdır, bir yere çarpar, küp kırıldığı vakit biz meydana dökülürüz, Varna piliçi gibi.
Z Pekâlâ, ne ile götürmeli?
K Araba ile; nakliye arabalarından iki tane olsa elverir.
Z Bey gelsin de söyleyim!
K Daha eyi olur. (Küpe girer.)
Ç (gelir). Şimdi iki tane deve gelecek.
Z Baksanız a efendim!
Ç Ne istersiniz?
Z Deve de olmaz.
Ç Neden olmıyor?
Z Deve giderken yolda bir yere çarpar, küp kırılır, eşyalar meydana dökülür.
Ç Ben şimdi yoruldum. Sen bana şuradan bir kat çamaşır çıkar!
Z Ben şimdi onları yerleştirdim, nasıl olur?
Ç „Nasıl olur“ ne demek? Ben şimdi üşürsem hastalanırım.
Z Ben şimdi onları yerleştirdim, nasıl olur?
Ç Demek ki hararlarınız benden eyi?
Z Çözemem ben şimdi.
Ç Sen çözmezsen ben çözerim.
K Yukarıda kavgalar mübareki!
Z Ne halin varsa gör, ben gidiyorum. (Gider.)
Ç (Hacivadın olduğu hararın başına gelir). Bu kim? Vay, Hacivad Çelebi! Çık dışarı bakayım!
Hacivad (harardan çıkar). Aman efendim!
ÇSenin burada ne işin var?
H Efendim, uyuyakalmışım, afyon hali le.
Ç Defol, gözüm görmesin seni! (Hacivad gider, Çelebi İkinci Çelebinin olduğu hararın basına gelir.) Benim için kısmı hazırlamış değil. Kim varsa çıksın oradan!
Çelebi (harardan çıkar). Aman efendim!
Ç Ulan, katır! Senin burada ne işin var?
Çel Aman efendim, nasılsa, bir şeydir oldu.
ÇDefol, gözüm görmesin seni! (İkinci Çelebi gider. Çelebi küpün başına gelir, içine bakar.) Ulan, çatal kalpaklı herif! Çık dışarı!
K iptida beni gördü! Tiryaki!
Tiryaki Ne var? Ne istersin?
K Vapur demir attı, geldik.
T Nereye geldik?
K Yalova cefasına!
T Nasıl Yalova cefası?
K Ben yanlış söyledim: sefası. Buyurun! Sizi bekliyorlar.
T (küpten çıkar). Geldik mi biz?
ÇVay, Nokra Çelebi! Senin burada ne işin?
T Efendim, nevm galebe etti, nasılsa küpe düşmüşüm, ben de taaccüp ediyorum, nasıl düştüm diye.
K üstü açık kubbesiz bir yalan.
Ç Baba, ben bunu yutayım mı?
K Gargara et, gargara!
T İster yutun, ister yutmayın, doğrusu bu.
Ç Defol şuradan, seni gözüm görmesin!
(Tiryaki gider, Ç küpe bakar.) Ulan, ça tal kalpaklı herifi Çık dışarı!
K Bu da bana garez. Şunun yediği naneye bak! — Hacı Baba! Arap. Na‘am!
K Geldik Yalovaya!
A ‘Acayip! Ne zaman geldik?
K Çoktan geleli. Haydi, dışarı çık!
A (küpten çıkar). ‘Acayip! Geldik ha!
ÇHacı Kandil! Senin burada ne işin var?
A Efendim, bizim Hacı Şamandıra çağırdı gitti, ben de geldi.
Ç Defol şuradan, seni gözüm görmesin! (Arap gider, Ç küpe bakar.) Çatal kal paklı herif! Dışarı!
K Ulan, ne cenabet herif! Bukadar adam var da beni görüyor. Arnavut!
Arnavut Mori, ne istiyorsun?
K Yalovaya geldik!
A Mori, çeldik mi?
K Geldik, geldik. Çık dışarı! (Arnavut çıkar)
Ç Senin burada ne işin var, Bayram?
K Ramazan geldi diye o da gelmiş.
A Vallah efendim, Receb çeldi, Şaban çeldi. Ramazan çelmeden ben çeldim.
Ç Defol şuradan! (Arnavut gider. Ç küpün içine bakar.) Bana bak, çatal kalpaklı herifi Dışarı!
K Nasıl edeceğiz bununla biz? Benden başka kimse yokmuş gibi kör gözü beni görüyor. — Sergiz!
Ermeni Ne var, ağa?
K Geldik Yalovaya. Çık dışarı!
E Çıkhayım akhbar! (Çıkar)
Ç Ulan. Sergiz! Senin burada ne işin var?
E Canım, çöp çıkharayım, tavla taşı yapayım, angarya gideyim, her işi yapayım, sonra Sergiz tembel diyorlar.
ÇDefol şuradan! (Ermeni gider, Ç küpün içine bakar) Bana bak, çatal kalpaklı herif! Çık dışarı!
K Yahudi!
Yahudi Ke kerez?
K Baban dır kekerez! Yalovaya geldikl Dışarı çtk! (Yahudi çıkar)
Ç Senin burada ne işin var?
Y (O ynıyarakc kaçar). Vizo vizo VİZO, andalavizod !
K Oynıya oynıya kaçtı, ey kurnazlık!
Ç (küpe bakar.) Ulan, çatalkalpaklı herif! Dışarı çık!
K Bana bak, çomar! Göreyim seni! Yediğin ekmeği bugünkü günde hakk edeceksin. Dışarı çıkar çıkmaz beyefendinin her tarafını ısır! Köpek (dışarı çıkar, başlar havlamıya). Hav hav hav hav hav!
Ç Oşt!
Köpek Hav hav hav!
Ç Oşt!
Köpek Hav hav hav!
Ç Oşt! (Kaçar).
K (küpten çıkar). Sahil-i selâmete erdik ! (Küpü alır, götürür, sonra gelir hararları birer birer alır evine götürür. Defa yine gelir, Hacivad karasına çıkar, harar diye alır.)
Hacivad Karagöz, ne yapıyorsun?
K Çok şükür! Sen ne yapıyorsun? Ulan, seni harar zannettim!
H Karagöz, geçmiş ola!
K Hacivad, pek yoruldum, edelim mola! (Vurur.)
H Yıktın perdeyi, eyledin viran, Varayım sahibine haber vereyim heman! (Gider)
K Şikeste beste mazur! Her ne kadar siirc-ü lisan ettikse af ola! — Yarın akşam „Çeşme oyununda“ yakan elime geçerse, Hacivad, bak, ben de sana ne oyunlar oynarım! (Gider.)