4 Cazular

Hacivad (semaiyi söyliyerek perdeye gelir).

Semai Rast

Bir Rehavi dilber için gönlümüz ağaz eder,
Ben niyaz-i Buselik ettikçe ol Şehnaz eder.
Arzeder her dem Sebaya deste gül kâküllerin,
Şahbazım Evc-i istiğnada çok pervaz eder.
Beli yârim, beli ömrüm, gönlüm üz ağaz eder.

Hay Hak!

H(perde gazelini okur).

Gerçi bir tasvirdir amma püredadır perdemiz
Hikmetamiz-i sefa rahatfezadır perdemiz
Hazret-i Sultan Orhan rahmetüllahtan beri
Yadigâr-ı Küşteri seyre sezadır perdemiz
Zahira bir şam’a u bezden ibarettir, veli,
Dide-i ariflere ibretnümadir perdemiz
Rakseden kim ? Ettiren kim ? Onu farketmezlere
Şöyle bir ta’biri güç cayi hebadır’ perdemiz
Farisî u arabî türkı tekellümden diğer
Cüz’î cüz’î her lisana aşinadır perdemiz

(Teganniye başlar.)

Yâr, bana bir eğlence!
Etti o güzel ahde vefa; müjdeler olsun!
Ey âşık-ı şuride, sana müjdeler olsun!
Yâr, bana bir eğlence!
Karagöz (pencereden bakarak). Ben sana eğlenceyi gösteririm!
H (makam ile). Aman, bana bir eğlence! Yâr, meded!
K (pencerden). Geliyorum kerata! Acele etme!
H (makam ile). Yâr, ey meded! (Karagöz gelir, kavga ederler, Hacivad gider).
K (yerde arka üstü yatar). Aman aman! Öldüm bayıldım, Yahudi keçesi gibi yerlere yayıldım! (Yerden kalkar.) Amanın! Cerihe-i nalçeden vera-yı bigünahım mecruh oldu! Derunumdaki a’za-yı namevcudum lerzan olmağa başladı! Eyi ya! Ahıra çekildim, himar-i bimecal ile hasb-ı hal ediyordum ; kerata kapıdan çıkar çıkmaz bekâr biti gibi yakama bindi! Bende de kabahat var ya! Varsın, kapının önünde feryad-ı kelbiye ile nalân olsun; kendini meydana ne atıyorsun? Haydi, ben boş bulundum , a kerata, avcı zağarı gibi ta nefes deliğime yapıştı. Ulan, halk-ı enfesim bilâ teneffüs tekmil-i enfas edecekti!
H (gelir). Vay efendim! Sefa geldiniz, iki gözüm !
K Eksik olma, benim arsız yüzsüzüm!
H Aman Karagözüm, senden bu yolda muamele beklemezdim.
K ister bekle, ister bekleme!
H Keyf-i küyuf ekvaf-ı şerifiniz ve mizac-ı amberbu-yi latifiniz eyi midir?
K Evet, eyidirler; sana da mahsus selamı var.
H Kimin?
K Enfiyeci Latifin.
H Bendeniz enfiyeci Latifi sormuyorum.
K Ya kimi soruyorsun?
H Tab’-ı vefaperver ve hatır-ı nazikaneleriniz eyi midir?
K Vefadaki berber eyidir, güzel tıraş eder.
H Vefadaki berberi sormuyorum. Tab’-i letaif-i pürzeraifiniz nasıldır?
K Kadaifçi Raif şehri-ül-asıldır.
H Canım Karagöz, üzme beni! Sen lakırdı anlamaz mısın?
K Niye anlamam? Pekâlâ anlarım.
H Mizac-ı nezaket imtizacınız eyi midir?
K Bizim mahalledeki eczacımız eyidir; fukaradan biri hasta olursa, bedava ilâç yapar, para bile almaz!
H Karagöz, sen türkçe bilmez misin?
K Neden sordun?
H Neden olacak? Sözlerime aksi aksi cevap veriyorsun!
K Anlat ta anlayım!
H Zatınızı istifsar-ı hatır zımmında söz söyliyorum.
K Semerci Vasilin katırım götürmüyor musun?
H Türkçesi: Keyfinizi soruyorum.
K Sormak ayıp olmasın amma, sen hekim misin?
H Neden hekim oluyorum?
K Keyfimi soruyorsun.
H insanın keyfini hekim mi sorar?
K Hasta olduğu vakit hekim sorar.
H Bir insan sokakta ve sair bir mahalde ahbabına rastgelirse, istifsar-ı hatır yolunda söz söylemez mi?
K Bilmem söyler mi, söylemez mi?
H Sokakta bir ahbabınıza tesadüf ederseniz, ne yolda konuşur görüşürsünüz?
K Ne yolda olacak? Merhaba bilader! derim, o da bana: Merhaba! der geçer gider. Senin gibi böyle boş bogazlık etmez.
H Siz nezaketten bibehresiniz!
K Evet efendim, kehleyim, tatarcık değilim.
H Karagöz, seninle konuşurken hatırıma bir şey geldi.
K Ne geldi? Yine bir şeytanlık mı?
H Değil efendim! Bunca zamandır refikimsin.
K Evet.
H Senin ismin Karagöz, benim adım da Hacivad değil mi?
K Evet, senin ismin Hacivad, benim adım da Karagöz Ne olacak?
H Ben bu isimleri beğenmedim. Bu isimleri değiştirelim, başka isim koyalım.
K Nasıl başka isim?
H Benim adım Baba Hekim olsun, senin adın da Uyuz Tazı. Olmaz mı, Karagöz?
K Ben o adı istemem. Senin adın Uyuz Tazı olsun, benim adım da Baba Hekim.
H Pekâlâ! Haydi meşkedelim!
K Nasıl meşk?
H Unutmamak için mükerrer mükerrer söyleriz: Baba Hekim, Karagöz!
K Uyuz Tazı, Hacivad!
H Baba Hekim, Karagöz!
K Uyuz Tazı, Hacivad!
H Şimdi makam ile meşk edelim! (Tegannl ile:) Baba Hekim, Karagöz! Baba Hekim, Karagöz!
K (tegannl ile). Uyuz Tazı, Hacivad! Uyuz Tazı, Hacivad!
H Baban kim, Karagöz? Baban kim, Karagöz?
K Uyuz Tazı, Hacivad! Uyuz Tazı, Hacivad!
H Baban kim, Karagöz? Anan kim, Karagöz?
K Uyuz Tazı, Hacivad! Uyuz Tazı, Hacivad! (Tokadı Hacivada vurur. H gider.) Vay köpoğlu! Fitne kerata! „Baban kim ? Uyuz Tazı! Anan kim ? Uyuz Tazı!“ Nereden bulur çıkarır fucurluğu?
H (gelir). Karagöz, bu isimleri beğenmedin mi?
K Beğenmedim.
H Başka bir isim bulurum: Benim adım Mersin, senin adın da Yumru Bok.
K Hayır, olmaz! Benim adım Mersin, senin adın Yumru Bok.
H Haydi meşkedelim! Mersin, Karagöz!
K Yumru Bok, Hacivad!
H Mersin, Karagöz!
K Yumru Bok, Hacivad!
H Şimdi makam ile! (Teganni ile.) Mersin Karagöz! Mersin, Karagöz!
K Yumru Bok, Hacivad! Yumru Bok, Hacivad!
H Ne yersin, Karagöz? Ne yersin, Karagöz?
K Yumru Bok, Hacivad! Yumru Bok, Hacivad!
H Ne yersin, Karagöz? Ne yersin, Karagöz?
K Yumru Bok, Hacivad! Yum u mu mu m u…! (Vurur, H gider.) Vay, fitne kerata, vay! Muttasıl bok yedirdi!
H (gelir). Karagöz, bu ismi beğenmedin mi? Başka isim koyalım! Senin adın Bodrum Hanı, benim adım da Kardaş Kanı olsun!
K istemem ben böyle isim.
Bodrum Hanı senin adın, benim adım da Kardaş Kanı.
H Kardaş Kanı, Karagöz!
K Bodrum Hanı, Hacivad!
H Kardaş Kanı, Karagöz!
K Bodrum Hanı, Hacivad!
H (makam ile). Kardaş Kanı, Karagöz
K („ „). Bodrum Hanı, Hacivad!
H Ananın amı, Karagöz?
K Bodrum Hanı, Hacivad!
H Ananın amı, Karagöz?
K Bodrum Hanı ha h a … (Tokadı arar, H gider.) Vay köpoğlu! Bana amma yutturdu! Sen gidersin de beni pamuk ipliğile mi bağlıyorlar? Ben de gideyim idgâha dolaba, dilber seyrine! Bakalım ayine-i devran ne suret gösterir! (Gider.)
———————–

(Şarkı ile Zenne Çelebi gelirler.)

Şarkı Suznâk

Bezm-i uşşaka niçin gelmezsin?
Aşığa ruyunu göstermezsin.
Ah u efganı da guş etmezsin!
Nukarat: Sevdiğim, resm-i vefa bilmezsin!
Beste-i zülf-ü siyahındır dil,
Hüsn-ü cansuzuna olmuş mail.
Doğrusu, işte kuzum , velhasıl.

Eyzan.

Zenne Aferin, Beyim! Doğrusu vadınızda hulf edenlerden değilmişsiniz! Gözlerimi yollarda koydunuz!
Çelebi Affedersiniz, Hanımefendi! Bendeniz muhakkak geleceğim diye söz vermedim. Eğer söz vermiş olaydım muhakkak gelirdim.
Zenne Oyle öyle! Ben zaten sizin bivefa olduğunuzu biliyorum.
K(pencereden). „Ben sizin Vefada oturduğunuzu biliyorum " diyor; şimdi Zeyrekte oturuyor.
Ç Acayip! Demek oluyor ki bendenizin size olan muhabbetim yalan, öyle mi?
Z (gülerek). Ha ha hay! Ona şüphe ne? Aşık kendini kör, etrafını duvar sanır.
Ç Böyle kinayeli sözlerin lüzumu yok. Bendeniz sizi severim. Gül üstüne gül koklayanın gül kadar ömrü olmasın!
K (pencereden). „Kömürlükte kömür bulmazsam, hanım soğuktan donmasın" diyor.
Z Nafile, Beyim! Beyhude yere yürek tüketmeyiniz! Ben sizin kimlerle görüşüp konuştuğunuzu biliyorum.
Ç Zehabınızda yanılıyorsunz. Gelmediğimin sebebi ise:maniim vardı.
Z Ne gibi maniiniz vardı bakalım?
Ç Bundan çend gün akdem hemşirezadem hastalandı, onun için gelemedim.
K (pençereden). „Semerci köyünden gelirken hemşirem pasta yuttu" diyor.
Z (gülerek). Ha ha hay; güleyim bari! Hemşirezadeniz daha altı aylık çocuk! Ekseri küçük çocuklar kırba olur, boğaz olur, arka olur. O hastalıklara ebe kadınlar bakar, ilâç yaparlar. Söylediğiniz yalanlar kubbesiz oluyor!
K (pencereden). Hanım , sen kubbesini yap!
Ç Rica ederim, Hanımefendi! Bendenizi bu derece haksız diye hükmet meyin!
Z Çorba tuzsuz oluyor!
K (pencereden). Oyle ise, tuzlu lekârdiye buyurun!
Ç Vazgeçiniz! Böyle sözlerin lüzumu yok. Efkârınız ne ise söyleyiniz!
Z Geçen akşam saat yarım sularında acele acele tenha sokaklarda bir mahalle gitmişsiniz. Sizi görenler var, bana söylediler.
Ç Evet, o gece bir şey iktiza etti de o şeyi almak için gidiyordum, o şeyi de bulamadım.
K (pençereden). Şeyden başka bir şey bulamamış, şey olmuş.
Z Şey şey dediğiniz nedir?
Ç Söyliyceğim, şey: Dün akşam değil, evvelki akşam, — üzerinize afiyet! — başıma bir ağrı geldi. Amonyak almak için eczaneye gittim.
K (pencereden). „Konyak almak için meyhaneye gittim’’ diyor.
Z Ha, şöyle doğru söyleyin! Ağzınızla tutuldunuz: „Meyhaneye gittim konyak aldım diyorsunuz, sonra da tabii gidecek olduğunuz mahalle gittiniz, değil mi?
Ç Hayır efendim, siz anlamadınız. Meyhaneye gittim, konyak aldım demedim ; amonyak aldım, yani nışadır ruhu almak için eczaneye gittim.
Z Pekâlâ efendim! Doğrusu konyak muhabbetine de doyulmaz.
Ç Siz bütün lakırdıları ters anlıyorsunuz ve anlamak ta istemiyorsunuz.
Z „Yavuz hırsız evsahıbını bastırır derler’‘, pek doğrudur! Senin karşında duran budala değil; alık, hiç, kurnaz Beyim!
Ç Yo! Affedersiniz, siz âdeta beni tahkir ediyorsunuz; diliniz altında ne varsa söyleyiniz!
Z Dilimin altındakini söylersem iş fena olur, seni utanıp arlanmaz çapkın seni! Karşımda durmuş ta daha lakırdı söyliyor bana!
Ç Sus, edepsiz aşifte! Lakırdını bil de öyle söyle! Beni günaha sokarsın!
K (pencereden). Vay, hava döndü! Birdenbire fırtına çıkacak galiba!
Z Senin ciğerin kaç para eder acaba?
K (pencereden). Ciğerini bilmem amma, sarması para eder.
Ç Sen beni bu akşam kızdırıyorsun.
Z Kızarsan ne yapabilirsin a çapkın?
Ç Ağzını topla, sonra ağzını yırtarım.
Z „Şu cihanda görmedim senin gibi kaz çelebi! Geçti senin şimdi çağın; al urubu, çöz, Çelebi ! “
Ç „Haydi şuradan yıkıl şıllık orospu, mekkare, var! Hâk-i payımda benim gezmededir bir çok nigâr.“
Z Seni gidi edepsiz çapkın! Daha söyliyorsun ha? Hanı arkana aldığım palto? Boynuna aldığım lahurî şal? Altın kordonlu saat nerede?
K (pencereden). Bir saat ta ben taktımdı, belki kaybetmiş.
Z Kırılasıca parmağına aldığım tek taşlı yüzük nerede? Alçak nankör, haydi bakalım, cevap ver.
Ç Boynumda şal örücüdedir, saat ta bizim saatçi Karabet Ağada; git te sor!
K (pencereden). Hesapça yüzük te Kirkorik Ağada olacak.
Z Şimdi şu saatte gidip şalı, yüzüğü, paltoyu, kordonu, saati getirmeli! Eğer getirmezsen, seni pars gibi paralarım.
K (pencereden). Hanım canavar cinsi!
Ç Haydi oradan edepsiz kaltak! Sana Azraka Banu’nun kızı derlerse, bana da Nakayı cazunun oğlu derler. Elinden geleni geri koyma!
Z Ya demek ki, sen benim cazu nenemden korkmuyorsun, öyle mi? Eğer er isen, sen de burada dur bakalım!
Ç Durduğum vakit ne lâzım gelir? „Serçeden korkan darı ekmez!
K (pencereden). Vay! Birisi ısırganlı cazunun kızı, öbürü de nikaplı cazunun oğlu ha! Dur bakalım, ne olacak?
Z Sen şimdi görürsün halini! Cazu nenemi göndereyim de gör! (Gider.)
Ç Sanki korkacağım !
Z (içeriden). Bana baksan a anacığım! Cazu. Nedir, evladım?
Z Bana Nakayi cazunun oğlu neler yaptı! Ne aşifteliğim kaldı ne orospuluğum , beni herkesin yanında rezil etti.
Саzu Sen merak etme, kızım ! Bem şimdi gider, bak, ona neler yaparım! Alı verin benim küpümü, ejderhamı, yılan kamçımı! Çanak çömlek çatlasın! (Gürültü ile gelir). Z ızı ZlZl ZiZl! (Çelebini başını diğer bir şekle kor gider.)
Ç Istamperinganga! Istamperinganga!
K (içeriden). Abla! Birisi „ustam prangada“ diye bağırıyor! Dur bakalım! (Perdeye gelir.) Vay, bu kim ? Abla, kapının önüne yaban kazı gelmiş, tüfek nerede? Şunu vuralım!
Karagözün kansı Herif, o yaban kazı değil! içeri gel, sonra çarpılırsın!
Ç Istamperinganga! Istamperinganga!
K „Ustam prangada” diyor!
Z Istamperinganga! Istamperinganga!
K Anladık, ustan prangada! Sen şimdi buradan gitmiyecek misin? Burada demirli misin? Defol, git buradan!
Ç Şek şek peringa! Istamperinga!
K „Eşek gibi durma, pancar ayıkla!“ diyor. Ulan, ağzını topla, köpoğlu! Güya kendini dilsiz yerine koyup ta bana lakırdı yutturuyorsun? Bağırma! Haydi. defol buradan, hindi kızartması suratlı köpoğlu! (Suratına vurur.)
H (gelir) Ne yapıyorsun?
K Çok şükür, hamdolsun! Sen ne yapıyorsun?
H Ben sana keyfini sormuyorum. Bu adam kim olduğunu biliyor musun, acayıb-üş-şekil?
K Evet, şekerci Bekir’in oğlu değil mi?
H Şekerci Bekir’in oğlu filan değil. Sonra pişman olacaksın.
K Ben şişman olmam.
H Âdeta insan bundan hazar eder.
K Adamı bu rezil mi eder? Orası doğru: Deminden sen gelmeden beni rezil etti. (Makara ile.) „Ustam fırında, ustam prangada, eşek gibi pancar ayıkla" derken hiddetlendim enf-i kebirine bir kaç tane vurdum. Bu kim böyle, Hacivad? Yaban horozu mu bu acaba? Kımıldanmıya başladı, ötecek.
Ç Istamperinganga! Istamperinganga!
K „Ustam prangada, ustam prangada" diyor. Bunun ustası kim? Biliyor musun, Hacivad?
H Karagöz, „Senin bildiğin kantar Bursada kestane tartar!" Bu öyle senin bildiğin gibi değil! Buna adla sanla Nakaji cazunun oğlu derler. Sonra sana bunların ziyani dokunur. Sen evine git te otur, sözümü dinle!
K Nakkaş Davidin oğlu mu derler? Onun için suratı boyalı!
H Nakayi cazunun oğlu!
K Pekâla, bu makaracı cazunun oğlu ne için gelmiş buraya?
H Ben sana bukadar söylüyorum; fena olacaksın!
K Ne olmak ihtimali var?
H Şimdi sana uzun uzadıya lakırdı söylemeğe vaktim yok. (Gider.) Sonra bir felakete uğrıyacaksın!
Ç Istamperinganga! Istamperinganga!
K „Ustam prangada" diyor! Neme lâzım? Ben de giderim. (Gider.)
Zenne (gelir). Gördün mü halini şimdi? Gül üstüne gül koklıyan böyle öküz gibi bakar.
K (içeriden). Abla, bak ne söyledi: „Deve dikeninin yanında gül koklıyanın burnunu eşek ansı sokar" dedi.
Ç Istamperinganga! Istamperinganga!
K (içeriden). Abla! Makaracı cazunun oğlu hâlâ kapının önünde, „Ustam prangada" diyor.
Z Aman yarabbi! Nekadar gudubet olmuş! Yüzüne baktıkça yüreğime fe nalık geliyor!
Ç Istamperinganga! Istamperinganga!
Z Ah, Beye pek yazık! Istağfurullah diyecek yerde ,,Istamperinganga“ diyor!Keşke gelip te görmez olaydım! Ah, cazu nene! Sana vur dedim ise öldür mü dedim? Bari gideyim de cazu neneme yalvarayım! (Gider.) Bana baksana, cazu nene!
Сazu (içeriden). Ne dü ayağol ?
Z (içeriden). Ben sana rica ederim, kuzum anacığım, Beyi eski haline koy, yüreğim pek acıdı!
Сazu (içeriden). Adam! Sizin de aranıza girilmez ki! Alıverin ejderli kamçımı, asamı! Çanak çömlek çatlasın! Zırı zırı zırı! (Cazu Çelebiyi eyl eder gider.)
Ç Çok şükür! Eski halime geldim! Ey kaltağın kızı! Sen mert isen gel de gör!
Z (gelir). Beğendim mi halini?
Ç Ey Hanımefendi, sen bana yapacağını yaptın. Sen de mert isen burada dur bakalım!
Z Aman, güleyim bari! Erkek aslan aslan da dişi aslan aslan değil mi? Elinden geleni sen de arkana koma!
Ç Sen burada dur bakalım! (Gider.) Bana baksan a cazu nene!
Cazu (içeriden). Ne dü, ayağol ?
Ç Bana Ezraka Banu’nun kızı neler yaptı! Aman neneciğım, şuna bir endam savur!
Cazu(içeriden). Başüstüne evladım! Alıverin ejderden kamçımı, alıverin ejderden hotozumu! Çanak çömlek çatlasın! Zırı-rı-rı zırı-rı-rı! (Gelir perdeye,zenneyi çarpar gider.)
Z (eşek kafası, gövdesi insan, başlar anırmağa). 1-a! I -а! 1-a!
K (içeriden). Abla, bizim ahurdan eşek kaçmış!
Karagözün karısı Neden bildin?
K (içeriden). Kapının önünde bir eşek anırıyor! (Pencereden bakar.) Ulan! Ta kendisi! (Aşağıya gelir.) Hay hıyanet hay! Kapıyı açık buldun, kararen firara! Ben de seni ac acına dörtnala koşturayım da sen de gör! (Ustune biner.)
Hacivad (gelir). Karagöz, ne bindin o eşeğe?
K Sen karışma her şeye! Eşek benim değil mi? Binerim.
H Ulan, budala! Bir kere baksana, hiç böyle iki ayaklı eşek olur mu!
K Ulan, neden olmaz? Çok! Bir kere baksana! Dört ayağın mı var!
H Musibet herif! Arkasındaki entari şalvarı görmüyor musun? Hayvan olsa insan elbisesi giyer mi? Böyle iki ayak üstü durabilir mi?
K Bu akşam sen afyonu ziyade yuvarlamışsın! Gözlerin şeşi beş görüyor, kulağına da hiç lakırdı girmiyor senin!
H Beni şimdi günaha sokacaksın, ulan musibet! Ben hayvan ile insanı bilmez miyim?
K Bilirsin amma, bu senin bildiğin eşeklerden değil. Biz bununla ikimiz bir yerde büyüdük, bu eşek dünyaya gelir gelmez anası ölmüş, bu öksüz kalmış, bir anadan meme emdik. Bunun için insan kılığında gezmiye pek hevesi var. Hesapça bu benim sütkardeşim oluyor.
H Oyleise sen halis eşeğoğlu eşeksin!
K Eksik olma bilader! Ben eşek sözüne darılmam.
H inat etme Karagöz! Bu insan, sonra pişman olacaksın.
K Dur, ben sana anlatayım: Eşeklerin bu akşam bir yerde eğlentisi varmış, yani tozda yuvarlanmak muhabbeti.Bunun arkadaşları hepsi giyinmiş gitmiş, bu da bizim karının sandığını açık bulmuş, karının elbiselerini giyinmiş, kapıyı da açık bulmuş, giderken ben hemen yakaladım.
H Bilader, bu Ezraka Banu’nun kızıdır, bu akşam iki cazuların birbirile imtihanları var. In aşağıya, sonra bir felakete uğrarsın.
K „Feriköyüne mi uğrarsın" dedin? Benim niyetim dört nala Kaba Göte gitmek.
H Sen şimdi Feriköyü mü Pangaltı mı anlarsın, ben gidiyorum. (Gider.)
Karagözün karısı herif, içeriye gelsene! Yer köstebeği kıyafetli! Gel, söz dinle! Bu akşam cazuların hışmına uğrıyacaksın!
K Hacivadın sözünü bizim karı da tasdik ediyor, içeriye gideyim de bir daha sokağa çıkmayım! (Gider.)
Ç (gelir). Gördün mü halini, hanım? Dişi aslan aslan amma, aslan gibi bağır mıyorsun, eşek gibi anırıyorsun! Cazu nenen gelsin de seni kurtarsın bakalım!
Z I-а! I-а! I-a!
Ç Dünyada intikam almak herkes için değildir. „Edene etmek her kişin kâridir, edene etmemek er kişinin kâridir" fehvasınca, pek doğrudur. Gerçi evvelce o bana yaptı, ben ona yapmamalıydım. ,,Niçin“ dersen: O taife-i nisa nakisat-ül-akıl!" Gideyim de cazu neneme yalvarayım, eski haline koysun. (Gider.) Cazu nene!
Cazu Ne dü ayağol?
Ç Şu bizim Ezraka Banu kızını eski haline koy!
Cazu Bir rica edersin, ,.çarpu diye, şimdi de pişman olursun. Alıverin ejderli hotozumu, ejderi kamçımı! Çanak çömlek çatlasın! (Perdeye gelir.) Zızı zızı zızı! (Zenneyi eyi eder gider.)
Z Yarabbi, şükür! Eski halimi buldum! Aman, omuzbaşlarım nekadar ağrıyor! Ta belime kadar ağrısı vuruyor! Durundu, Karagöz! Ben de sana bir iş yapayım ki sen de gör!
Ç (gelir). Hanımefendi, geçmiş olsun!
Z Size de geçmiş ola! Lâkin zararı yok.
Ç Artık o yaprağı kapayın! Yeniden muhabbetimize bakalım, civanım! Her ikimizde de kabahat var. Geçmişe mazı, yenmişe kuzu derler. Şimdi efendim, o ciheti birakalım da şu Karagöz olacak edepsizden intikamı mızı alalım!
Z Siz o Karagözü tanıyor musunuz?
Ç Neye tanımam? Pekâlâ tanırım; edepsiz arsız namussuz herifin biridir.
K (içeriden). Abla, yine aşağıda zikr-i menhusum sirkat olunuyor.
Z Evet Beyim, işte o Karagöz dedikleri kassap zembili suratlı herif bana neler yaptı, ne eziyetler ettil Üstüme bindi, payı murdarile boş böğürüme vurdu belimi çökertti.
Ç Ya, bendenize neler etti bilseniz! Suratıma tokat attı, yüzüme tükürdü; daha başka türlü türlü tarifi nakabil eziyetler etti. Sonra Hacivad Çelebi geldi, türlü nasihatlar etti, dinlemedi. Nihayet Hacivad başa çıkamadı gitti.
Z Gördüm Beyim. Bizim yanımıza da geldi, o hain herife’ ayni sizin söyle diğiniz gibi söyledi, başa çıkmadı! inşallah Beyim, şu Hacivad Çelebiye büyük bir eyilik edelim!
Ç Hacivada mükâfat. Karagöze mücazat!
K (içeriden). Vay, Hacivad kurtuldu, biz yakayı ele verdik!
Ç inşallah cazu neneme söyliyeyim de o Karagözü posta vaporlarının ocaklarına ateş gelberisi yapsın!
K Vay, vücudüm şimdiden yanmağa kaşınmağa başladı!
Z Haydi Beyim, vakit zayi etmiyelim de cazu nenelerimize söyliyelim!
Ç Haydi Hanımcığım, gidelim şu alçak heriften intikamımızı alalım! (Giderler.)
K (içeriden). Abla, içerimde bir sıkıntı var!
Karagözün karısı Karanlıkta tıkırdı mı var? Acaba kedi yemek dolabını açıyor.
K Hayır, yemek dolabında değil, çamaşır sandığında!
K.K A, mutlaka fare girmiştir sandığa! Herif lambayı alıp ta baksan a!
K Hay, kulağına kurşun aksın! inadına mı lakırdı anlamıyorsun? Ben sana yüreğimde sıkıntı var diyorum, sen sandıkta tıkırdı var diyorsun!
K.K Yüreğinde sıkıntı varsa, nazar değmiştir. Kurşuncu Habibe Mollayı çağıralım da kurşun döksün sana!
K Haydi çağır! Kurşun tavasını alsın da gelsin! Gel, sen de korku damarım kalkmış bastırıver, damağımı da kaldır, yarın sabah ta bahçe kapısındaki kırbacıya götür! (Güler.) Ulan, sen gerçekten divanesin; beni büsbütün mektep çocuğu yerine koydun!
K.K Mıymıntı musibet sen! Zaten cahil herifin birisin, öyle şeylere itikat etmezsin ki!
K Abla, canım sıkılıyor, ben azıcık sokağa çıkacağım.
K.K Herif, bu akşam sokağa çıkma! Cazuların şerrine uğrarsın!
K (perdeye gelir). Bir türlü içim içime sığmıyor.
Cazu (gelir) Zirı zırı zırı! (Karagözü eşek yapar gider.)
K Ulan, ben ne oldum? Hanı elim, hanı ayağım? Başım aşağıya pek yakın geliyor, ellerim nerede? Ayaklarım yerde amma, vera tarafında uzun bir şey var. Acaba aslan mı oldum? Aslan olsam rengim sarı olacak. Ey şimdi çıldıracağım! (Dikkatle bakar.) Ey, şimdi anladım! Marsivani eşek olmuşum! Vay babanın aşığına! Hacivad beni görmesin, çok nasihat verdi amma, ben dinlemedim. Bizim karı da beni böyle görürse, kapıyı açmaz, benim kocam eşek değil, insandı der, hakkı da var ya!
H (içeriden bakar). Yahu, ben Karagözü görmiye gidiyorum.

Semai Mııhayyar*.

Bir elif çekti yine sineme canan bu gece,
Pek sarıldı bana ol serv-i hıraman bu gece.
Ayın ondördü gibi dün gece mecliste idi;
Kanda akşamlıyacak ol meh-i taban bu gece?
Aman ey aman ey aman ey aman ey!
Aman aman, sineme canan bu gece, yâr bu gece!

H Acayip! Bu eşeğin sahibi nerede? Yularını koyuvermişler, başını almış gidiyor. Halis Marsivan!
K (yere bakarak). Hay kerata hay! işe nekadar takviye veriyor!
H Eşeğin her tarafı gözüküyor amma, başı gözükmiyor.
K Başını göstereceğim amma, tanırsın diye korkuyorum.
H Bu eşeğe de benzemiyor, eşek olsa kulakları olacak.
K Kulakları da yoktur, burnu da yoktur, öyle bir eşek!
H Bunun başı âdeta insan başı! Bana baksana hayvan şeklinde insan! Kaldır şahsım göreyim!
K Gör aşağısını!
H Acayip! Bu insan! Sualime cevap veriyor! Sesi de tanıdığım bir ses! Hele yüzünü kaldır bakayım!
K (yüzünü gösterir). Buyurun bakalım !
H Vay, Karagöz! Bu ne hal böyle? Eşek mi oldun? Eyvahlar olsun!
K (eşek gibi bafırır). I -а! I-a!
H Ah Karagöz, ben sana evvelce söylemedim mi, buralarda dolaşma, onlara dokunmağa gelmez, sonra başına bir felâket gelir diye? Şimdi ne yapacaksın bakalım?
K Kuzum Hacivad, benim çareme bak!
H Karagöz, ben seni bu eşeklikten kurtarırım amma, bilmem adam olur musun?
K Ben adam olur muyum bilmez misin? Sen beni adam yap ta başka şeye karışma!
H Oyle ise. ben dua edeyim, sen de Amin de! Ben ne makamda dua edersem, sen de o makamdan Amin de! Sakın lakırdı söyleme ha!
K Söylemem Hacivad. başla duaya!
H (makam ile dua eder). Ah ela cinli melâ cinli kebab kestana mestane!
K Amin efendim, amin! Ne tuhaf kestaneli dua!
H (makam İle). Elcinli melâ körcinli kebab kestane mestane, eşunlunun meşunlusu!
K Amin efendim, amin!
H Kerd küned kerden küned, fi’l-i mazi!
K Suratına" tokat yermiş bazı bazı!
H Sakın lakırdı söyleme. Karagöz ha! (Cazu gelir.)
K Üstüne doğru geliyor, Hacivad! — Amin!
H Korkma Karagöz, defederim.
K Ayağını öpeyim Hacivad, defet!
H Paf pifi de pif pof! Paf pifi de pif pof! (Cazu kaçar.)
K Vay gözbağıcı köpoğlu vay! Pafpiiile’ zırıltıyı kaçırdı! Aşk olsun sana, Hacivad!
H Ne zannettin ya, cahil musibet! Sana daima oku yaz diyorum. Bu gibi şeyler okuma yazma semeresidir.
K Gerçek öyle, Hacivad! işte böyle benim gibi okumak bilmiyen adam benim gibi dört ayaklı eşek olur, işte, çocuklar bana baksın da ibret alsınlar! Ah gidi cahillik ah! Keşki çocuk iken günde elli sopa yiyey- dim de derse çalışaydım!
H Şimdi adam olmanın çaresine bakalım! Yine ben afsun okumağa başlıyacağım. Sakın korkma! Seni cazu yakalıyıp yukarıya çıkarıp bırakacaktır. Korkma, bir de Amin derken sakın korkup lâkırdı söylemiyesin, sonra mutlak bana bir şey yaparlar!

K (yavaşça). Nasıl söylemem? Hele duaya başla da bak, nasıl söyliyeceğim! - Haydi, duaya başla bakalım! Vakit geçiyor, açlıktan gözlerim karardı. Kuzum Hacivad, başla! Böyle eşek kalırsam ekmek vermezler; ben de arpa yiyemem, sonra acayip bir şey olur.
H (duaya başlar, bu sefer cazu Hacivada uzanır). Ah, elcinni melâ, kelcinni kebab kestane…
K Hacivad, bu sefer növbet şenindir. — Amin!
H Aman Karagöz! Sakın lâkırdı söyleme, sonra bana yazık olur! (Cazu Hacivadin üzerine iner, Karagöz lâkırdı süyler.)
K Hacivad, kaçsan a be! Ulan, burnundan yakalıyacak!
H Eyvah Karagöz! Ettin mi bana edeceğini? (Cazu Hacivadı yukarı kaldırır.)
K Hacivad, oğurlar olsun! üzüm hevengi gibi asıldın! Hacivad, benim gibi eşek ol da gel, sakın kurt olup gelme, beni parçalarsınl (Cazu Hacivadı aşağıya keçi olarak atar.)
H (keçi gibi bağırır). M a-ii-ah!
K (eşek gibi bağırır). I-а! I-а! Aman Hacivad, ne güzel keçi olmuşsun! Zaten sakalın da keçi gibi idi! Halis Maltız keçisi olmuşsun!
H Çok şükür! Yine ben makbul bir hayvan oldum, senin gibi eşek olmadım ya! Kendini düşün! Yarın bir eşekçi eline düşersen, sabah namazı sokağa çıkıp akşam ezanlarına kadar taş, tuğla, kiremit, kereste taşımaktan anan ağlar; hem de eşekçilerden akşamlara kadar yediğin dayakların hadd-ü-hesabı yok. Akşam olunca bir kutu arpa, yarı aç yarı tok, hırlıya hırlıya geberir gidersin vesselâm!
K Peki, ben geberir giderim, sen gebermez de dünyaya kazık mı kakarsın?
H Ben de ölürüm amma, zevk-ü-sefa ile vaktimi geçirir yaşarım. Benim yaşamam senin hayatına benzer mi? A budala! Ben keçi meraklısı bir beyzadenin eline geçerim; beni güzel güzel hamama götürüp yıkarlar, tüylerimi sakalımı temizce tararlar, fıstık üzümlerle beslerler. Yaz gelince boğaz içlerine giderler, beni, canım, o zümrüt gibi çayırlarda otlatırlar; velhasıl, vaktim zevk-ü-sefa ile geçer vesselam!
K Söylediklerin doğrudur, lâkin noksan söyledin, isterseniz, acizane kulunuz noksanını ihbar edeyim.
H Caizdir ki. noksan söyle! Benim belki bilmediğim bir şeydir! Söyle bakalım! (Karagözün burnuna Kokulur.)
K Sakalını burnuma sokuyorsun! Azıcık geri çekil! Raviyan-ı ahbar ve nakilan-ı asar şöyle rivayet, ve bu yüzden hikâyet ederler ki, koyun keçi kuzu meraklısı bir beyzade nezdinde müddet-i medide bir keçi bulunsun. Maamafih eyyam-i seyfiyede, güzde, şitada alelhusus mevsim-i baharda, yani eyyam-i sayfiyede, tabii dağlarda, yaylalarda, derelerde buz gibi sulardan içerek vücud-ü hayvanisini besleyip yağtulumu gibi olacağı cümlenin malûmudur.
H Ulan a zevzek! Sen benim sefahatla yaşayacağımı tarif ediyorsun! Senin gibi hakaretle mezelletle yaşamıyorum a!
K Evet. Tulumlar gibi yağlanıyorsun, semizlikten günden güne vücuduna bir gevşeklik gelmiye başlayınca tabii yemeden yemişten kesilirsin, artık bol bol uykuya düşersin. Çocuk, yani senin meftunun olan keçi meraklısı küçük bey yanına geldikçe evvelki zayıf vaktindeki gibi oyunlar tabii yapamazsın, ihtimal ki küçük beye tos vurmak boynuzlarını çocuğa saplamak gibi hallerde bulununca çocuk ta tabii ağlıyarak bey babasına gider: Bey baba, benim keçime bir şey olmuş, yerinden hiç kalkmıyor, hem bana tos vuruyor der demez zaten büyük bey de seni kesmek için bir behane aramakta olur, zira haddinden ziyade yağlandığını bey de bildiğinden: Dur oğlum, bakalım keçi galiba hastalanmış olmalı, beyefendi resmen bir kere yanma gelir bakar: Bizim ahçı Veli Ağayı aman çabuk çağırınız, keçi ölüyor; amanın, bıçak yetiştirin! Bir telâş! Ahçı Veli elinde bir bıçakla koşarak gelir. Efendi: Aman, ahçı başı, keçi ölüyor, ne dersin, ayaklarını bağlamaya bak, çabuk ahiret postası gitmeden yetiştir der demez ahçı Veli Ağa senin gırtlağına bıçağı bastığı gibi ahirete cicos!
H Aman Karagöz! Ma md ma ma!
K I-а! I-а! I-a!c
H A musibet çingene! Senin yüzünden bu felâkete uğradım; hem kendine, hem bana oldu. Şimdi bizim halimiz nereye varacak?
K Senin halin Fatihdeki kassapların dükkânına varacak, benim halim de Zeyrekteki eşekçilerin ahırına varacak, başka kurtuluş yok. Kuzum Hacivad, sen dua et, ben Amin diyeyim, belki eyi oluruz.
H Ben dua edeyim. Karagöz, sen Amin de! Elcinni melâ cinni kebab kestane kelcinni!
K Amin efendim, amin!
Cazu (gelir). Zırırı zırırı zırırı!
K Hacivad, zırıltı geliyor!
H Elcinni melâ cinni kelcinni kebab kestane!
K Amin efendim, amin!
Cazu. Zırırı Zırırı Zırırı! (Hacivadı alır götürür, eski halile perdeye gelir.)
H Elhamdülillah Karagöz! Eski halimi buldum! — Karagöz, ben gidiyorum.
K Ne? Ben böyle kıyamete kadar eşek mi kalacağım? Kuzum Hacivad, dua et, ben de eyi olayım!
H Peki Karagöz, ben dua edeyim, sen Amin de, eşek kalma! Elcinni melâ cinni kebab kestane kelcinni!
K Amin efendim, amin!
Cazu Zırırı zırırı zırırı zırırı!
H Elcinni melâ cinni kebab kestane mestane!
K Amin efendim, amin!
Cazu Zır zır zır zır! (Karagözü alır, yukarı doğru kaldırır, Hacivad duayı bitirir.)
K Hacivad, hani dua?
H Karagöz, dua bitti!
K Ne? Ben böyle hevenk üzümü gibi asılı mı kalacağım? Kuzum Hacivad, dua et!
H Elcinni melâ cinni kelcinni, kebab kestane mestane!
K Amin efendim, amin! (Cazu Karagözü götürür, eyi olur gelir.)
H Ey Karagözüm, geçmiş ola!
K Anam eşekler kovalaya! (Tokadı atar.)
H Eyiliğe kemlik!
K Meşhur meseldir: Her kime edersen eyilik, onda hazırdır kemlik! (Tokadı atar).
H Yıktın perdeyi, eyledin viran, Gideyim sahibine haber vereyim heman! (Gider.)
K Şu olsun! Hacivad, geçme nasibinden! Her nekadar sürc-U lisan ettikse, afola! — Yarın akşam „Tımarhane oyununda’’- yakan elime geçerse, bak,ben de sana neler yaparım!
(Gider)