5 Tımarhane

Hacivad (semaiyi soyliyerek perdeye gelir).

Semai Hast

An mah-ı men der mektebest. men der ser-i reh muntazır,
Tü. ey muallim, yek zeman an servra azad kün!

Ah tirla tirla yelel li tirla tir yele lel le lel
Tirla tirla tirla tirla tir yele lel leli leli vay vay.

Ol sevdiğim mektepte dir, ben yollar üzre muntazır.
Ey hocası, ol şuhu sen bir dem azad eyle gele!

Eyzan.

Hay Hak!

H (perde gazelini okur).

Eylemez mi seyr eden yaranı hayran perdesi?
Mucid-i zilli hayalin ehl-i irfan perdesi?
Perdeye aks eyleyen resm-i hayalin zillini
Gösterir tenvir olundukça bu meydan perdesi.
Perdemizden hissemend olmakta eshab-ı kemal.
Namına dense sezadır hissemendan perdesi.
Meş’aleyle şulelendikçe beyaz ayinesi.
Bak ne suret gösterir mir’at-i devran perdesi!
Sen de ey Hüsnü bu şep gel eyle dikkatla nazar;
Bezm-i yaranda kuruldu işte burhan perdesi.

(Tegannive başlar).

Var bana bir eylence!
Bir sefa batış edelim, gel şu dil-i naşada.
Gidelim serv-i revanim, yürü Sadabada!

Karagöz (perdeye gelir, Hacivad ile kavga ederler, H gider).
Karagöz (arka üstü yatar). Aman! Ser-i bendegânemin kısm-ı ulyası, veçh-i çakeranemin cihet-i süflası esna-yı mudarebede nakabil-i tamir u tecdit bir surette cerihadar oldu! Efendim, hiç sende nezaket-i mütebaide olsun yok mu? Zat-ı âlimi tasdik’ zımnında gelirler de hatır-ı çakeranemi istilâ etmezler mi efendini? Zaten herifin esas-ı pürihtisasında neşe-yi cam u sefa mevcud olmadığı reyülayn müşahede olunmuştur. Bereket versin patırdıya. çabuk kaçtı! Azıcık daha dişini sıkmış olsaydı Allah bilir bir hezimet-i rezilane ile hane-i kıptîyanemin üst katında soluğu alacaktım; velâkin şecaat-ı vakıa-yı kıptîyancm hüsnüniyeti istihdam etttı. Binaen aleyh badema kademnihade-yi incimad olamıyacağım aşikârdır; esasan matlub olan mesele-yi mebhusu anhanında matlubat-ı mezkûreden badet- tenzil inkılâbı hüveydadır.
H(perdeye gelir). Yazık Karagöz, yazık! Şu dünyaya eşek geldin eşek gideceksin.
K A kerata! Sen eşek gelipte sürücü beygiri mi gideceksin? (Tokat vurur.)
H Ah Karagöz! Kabahat sende değil; senin peder ü maderinde ki hin-i sebavetinde seni terbiye etmemişler; onun için böyle cahil kaldın!
K Demek, terbiye etmedikleri için cahil kaldım, öyle mi?
H Evet, bunda calib-i tereddüt hiç bir nokta yoktur.
K Binaen aleyh bu babda sizin sarfiyata hakkınız yoktur.
H Karagöz, bu ne demektir?
K Demek olacak: varidatın adem-i duhulünden fi’l-i mazi zuhur eder demek isterim.
H Böyle malâyani sözlerden hoşlanmanı.
K Evet, ben de manav Yanniden hoşlanmam.
H istifadeli söz söylemeli!
K istifan Ağa ile hesap mı görmeli?
H Söylediğin sözlerin manasını tayin eder gibi söylüyorsun.
K Evet, tahkir eder gibi söylüyorum.
H Karagöz, artık can sıkıyorsun. Söyliyeceğim sözleri kenmal-i itina ile dinle!
K Peki!
H Geçen gün bir büyük yerde senin ismin geçti.
K Geçen gün Büyük Dereden simitçi İsmail mi geçti?
H Canım, öyle değil! Geçen gün bir zat-ı âlikadr ile seni konuştuk; bana dedi ki: Ah Hacivad Çelebi, o Karagöz dedikleri ulum u funundan bı-behre terbiyesiz herif ile kat’-ı ülfet et. zira senin onunla düşüp kalkmaklığına kimse razı olmaz, hatta yavaş yavaş biz de seninle kat’-ı münasebet edeceğiz kılıklı serzenişte bulundu.
K Terzi işte mi bulundu?
H Yani, sitem etti demek isterim.
K Şimdi ne demek istiyorsun?
H Ne demek isteyeceğim? Sana hayırhahane bir ihtarım var.
K Hayrathanedc bir iftarın mı var?
H Sana bir kaç sözüm var.
K Söyle!
H Bak Karagöz, şimdiye kadar bir baltaya sap olamadın.
K Beni sana meşe odunu diye kim söyledi?
H Bir işle meşgul değilsin, elinden hiç bir is gelmez mi?
K Âlâsı gelir.
H Bakayım ne iş? yapabilirsin?
K Hırsızlık.
H Tüy. Allah müstahakkını versin! O iş mi? Allah kimseyi o yola sülük ettirmesin! Hiç bir sanatın yok mu?
K Var.
H Ne dir?
K Ala ıskara maşa yaparım.
H Demek, okuman yazman yok öyle mi?
K Kim söylemiş? Âlâsı var.
H Aman Karagöz, yazı bilir misin?
K Yazı da bilirim, ilkbaharı da kışı da.
H Ben sana yazı kişi sormuyorum. Hüsnühattın var mı?
K Hüsnüye çattığım yok
H Yazın güzel mi?
K Oldukça.
H Aman Karagöz! Çok okudun mu? Kitabetin var mı?
K istediğinden alâ.
H Karagöz, edebiyata aşina mısın?
K Et payını aşırmam. Sonra ahçıdan dayak yerim.
H Şiir tanzim eder misin?
K Mükemmelini.
H Asar-ı münteşirin var mı?
K Amasyada eniştem yok, amcam var.
H Ne kadar gazelin var?
K Altı dane kadar gazevim var.
H Gazevi değil, gazel! Hiç aruz gördün mü?
K Gördüm.
H Aman birader, çok gördün mü?
K Yedi sekiz tane kadar gördüm.
H Gördüğün nedir?
K Horoz.
H Horoz değil, aksam-ı şiiri gösteren bir fen vardır, ona aruz derler.
K Kerata, ne horozu, ne de tavuğu.(Hacivada vurur, Hacivad gider.) Be, neme lâzım? Ben de gideyim, karıcığımla muhabbet edeyim!

(Giderken Deli gelir.)

Deli Merhaba, karnabit salatası!
K Eksik olma, beni adem keratası!
D „Karagöz canibinden dümeni kırık pekmez testisile vurudeden haberlere nazaran balkabağının mahalle meclis-i sebzevatına aza tayin kılınması müzakere olunmakta imiş. Bunun da başlıca sebebi ka’r-ı deryada bulunan uskumru balıklarının karınlarında esnaf tezkeresi olmayup yunus balığı tarafından darb u tehdid olunmaları ve bir taraftan biçare hamsiler dahi türlü türlü zarar ve felakete düçar olduğundan Kızkulesinin böyle erkek işine karışmaması için Salacak tarafından hücum-u şedit gösterilerek Kızkulesi hamile olması münasebetile korkudan halecana uğramış olduğu Selamsızdan bamüzekkere Kuzguncuğa arz ve ifade olunmuş ve işin muhakemesi Kadıköyü vasıtasile icra olunamayup asılıp kalmış.“
K Ey, şimdi çıldırırım!
D ve bu maddeyi istikşaf için gece varisi kandilli Burnunun muave- netile mecruhun-u merkumunu derhal Anadolu Hisarında haps u tevkif eylemişler. Fakat bunlar şu töhmetlerinde Kanlıca ile müşterek bulun duklarını Paşa Bahçesi bilistintak haber vermiş ve bu hususun ta Beykozun Çene arasında dolaşması Anadolu Кavağından ba mazbata bildirilmiş ise de Yeni Mahalle eski aklına uyarak bir takım sözler söyleyüp Büyük Dere böyle küçük işlerde Mesarburnunun şu hususu istima ettiği zaman yüzünde bir sevinç müşahede olunduğunu Tarabya ve Yeniköy eski kurtlarına haber vermiş, ve bunlar ise bu işe hiç razı olmayup Boyacıköyünün yanında yüzü kara çıkmış ve lstinye ve Mirgun İskeleleri Rumeli Hisarında biraz meks ü aram etmek münasip görmüş ..’‘
K Ne bitmez tükenmez saçma!
D Sen de benim yanımdan kaçma!
K Kaçacağım amma, korkuyorum.
D… isede, Arnavutköyü akıntısının hiddetine dokunarak pürsilah olduğu halde attığı tabanca Sarafburnuna dokunarak bundan dolayı gözyaşı dökerek Kuruçeşmeye doğru azimet etmiş, ve şu hale Kuruçeşme nin ağzı sulanarak Ortaköyden’ yolu yarılayarak Kabataşa ince sözleri anlatmak muhal gibi bir şey göründüğünden Çavuş Başına terfiken cümlesi Tophaneden top gibi gürleyerek Galata mahkemesinde fasl-ı dava edecekleri ciddî gazetelerde okunmaktadır”.
K Sen deli misin akıllı mısın?
D Deli balkabağından olmaz, adamdan olur, istersen sen de deli ol!
K Çenen tutulsun, köpoğlu!
D „An’asıl tiyatro ve lokanta sakinlerinden geçen punççu (?)’ dükkânı kayın valdesi tarafından yalvararak on bin seneden beri murur-u evkat ile karnahit tohumları olup, yani bir prasa tarafından ba arzuhal düyun-u kesireye müstagrak olmak hasebile iki buçuk çifte derununda yedi sekiz yaşında iki adet salatalık hıyar akçesile maydanoz tohumları olup bahçevanbaşıvı tekdir edeceğim derkardır“.
K Sen sabaha kadar söyliyecekmisin?
H Sabaha kadar da söylerim, akşama kadar da; sen benim keyfimin kehyası mısın ?
K Sen benim göynümün mahyası mısın?
D Dinle beni, balkabağı!
K Söyle bakalım, helvacı kabağı!
D „Semiz Ot Efendinin zuafa[dan] bulunan Tere Otu nam cariyesini Nane Mollaya terfiken Dökmecilerde lengerendaz-ı ikamet olmakta bulunan Pirine Çelebi ile bin-i mülâkatlarında keçi derisinin sütbiraderi bulunan Rugan-ı Zeyt-i bizünub ile birleşerek Enginar Beyin derun-u âlilerine kemal-i ehemmiyetle vaz’ olunup Parmak Kapı vasıtasile Boğaz Içine bissıhha vel’afiye teşrif buyurdukları maalmemnuniye işidtlmişdir.”
K Bana ne? Müsaade, ben gidiyorum.
D Veremden mi yoksa vebadan mı?
K Sen git Vefadan!
D „Bit Pazarında’ bir bit-i serseri gezmekte iken Irgat Pazarında bir ırgadın yakasına binip orada bir tahta kehlesile badelmülakat mahall-i memuriyetlerine azimet eyledikleri sivrisinek vasıtasile haber alınmıştır“.
K Sen de o vakit orada miydin?
D „Kuru kahvenin Çürük Suya terfik olunarak ateş gemisinde cezve ile muhabbeti kaynatarak fincan filikasına rakiben Boğaz İçine müteveccihen yanıp yakılarak tahriki çarh-ı azimet eylemiş oldukları işidilmistir”.
K Ben işitmedim.
D „Ekmek Kadayıfının Baba Tatlısına çıma atması hasebile Balkabagının Hoşaf kâsesinde Su kabağına çatıp beyinlerinde bir münazaa vuku bularak derhal Ortabostanda Salgamzade Turp Efendi tarafından derdest olup badehü Lahana Efendinin huzurunda muhakeme olunmasına karar verildi. Ol esnada bakkal dükkânında sakin Keskin Sirke ile Sarmısağın mücadelesi üzerine Rugan-ı Zeyt gelip işi teskin eyledi.“
K Defol şuradan!
D Ne tef olurum nede dümbelek. Ben seni boğacağım.
K Ben de seni döveceğim. (Tokatı atar, deli gider.) Ulan. ne tuhaf! Bir saattir saçma söylüyor!
ikinci deli (gelir). Merhaba, tahtabiti!
K Eksik olma, bizim mahallenin iti.
2.D ..Diktiler söktüler, yumurtaya kahve iç dediler”: sana öyle demek düşer.
K Al budalanın birini daha!
2.D ..Diktiler söktüler yumurtaya kahve iç dediler” : sana öyle demek düşer.
K Sen kimsin?
2.D Sen kimsin „Diktiler söktüler yumurtaya kahve iç dediler?
K Şuradan defolup gitsen!
2.D ..Yağ satarım, bal satarım, ustam öldü, ben satarım“.
K Başka lâkırdı bilmez misin?
2.D ..Diktiler söktüler yumurtaya kahve iç dediler”.
K Sana ne dediler? Deli mi dediler?
2.D „Yağ satarım, bal satarım, ustam öldü, ben satarım".
K Bende sana bir temiz dayak atarım. (Karagöz deliye tokat atar, deli gider.) Timarhaneci gibi ben.
Türk Delisi (gelir). Mahraba buba!
K Hoş geldin kuba!
T Ben ayanın gızını alman!
K Ayan da sanki sana veriyormuş!
T Ulan, oğuzun gotuna üvendiregi sokduğunla götünden bir güvercin kümesi çıkhdı! Damun üstünde serçeler ötüşüken gargalar gak diye feryada başladı.
K Galiba bu akşam delilerin teferrücü var.
T Aman bubacıgım! Bağa on dane şaplak vur!
K Başüstüne! Hesapça şaplak tokat olacak (Karagöz deliye on tane tokat vurur.)
T Eksik olma bubacığım! On dane de dekmük vur!
K Ulan. bu dayak budalası! (Vurur.)
T Buba, beni ek!
K Nasıl ekmeli bunu?
T Ekivi! Ekivi!
K (deliyi tutar, eker gibi yapar). Ektim .
T Buba. ben bittim.
K Sağlık selametle bitme!
T Beni biçivi!
K Beni biçivi beni biçiver mi olacak? (Biçer gibi yapar. ) Biçtim. TBeni savur!
K Ulan, harman yerinde miyiz? (Savurur.)
T Buba, beni öğüt!
K Şimdi çıldıracağım!
T Bubaçığım, sen bağa demün gaç şaplak vurdun? Gaç tekmük vurdun?
K On tane şaplak, on tane tekme.
T Bubaçığım, biz Anadolu uşağıyız, kimsenin hakkını yemeyüz.
K Benden yana helâl olsun.
T Bubaçığım, o başündaki na?
K Işkarlak.
T Başiinün altunda?
K Alnım.
T Buba, aanundan öpevin!
K Op bakalım!
T (iiper). Bubaçığım, altımdaki nadü?
K Kaş.
TGaşundan da öpeyin!
K Op!
T (öper). Onun altunda çıldır çıldır bir şey var, nadu o?
K Gözüm.
T Aman, buba, o gözündün da öpeyin!
K Op!
T(öper). Bubaçığım, onun alt tarafındaki nadü’?
K Burnum.
T (öper). Unun altunda gırmızı bir şey var.
K Ağzım.
T Buba, ağzundan da öpeyin!
K Op!
T (öper). Agzunun içinde bir şev var gımıldayo. nadü o?
K Dilini.
T Bubacıgım. dilündàn da öpeyin!
K Deliye dil emniyet olmaz
T Bubacıgım. gopegin olayın!
K Köpeğim değil, nem olursan ol. onu yapamam.
T Aman, buba!
K Haydi öp!
T (öper, öperken ısırır). Bubacıgım. nekadar tatlı?
K Aman dilim, dilim! (Deli gider. Hacivad Relir.)
H Karagöz, ne oldun?
K Aman Hacivad, yetiş imdadıma!
H Senin ağzından kan akıyor.
K Hacivad. buraya Uç tane deli geldi. Birisinin [bir] ayağında nalın, bir ayağında papuç O gitti, bir bankası geldi. Sonra bir ayı geldi, dilimi ısırdı.
H Hiç deliye dil emniyet olur mu?
K Doğru söylüyorsun. Kabahat bende.
H Delinin birisine hallaç delisi derler, diğerine yağcı, birisi de oduncu. Bunlar bizim mahallede dolaşıyorlar. Mahalleli beni mahalle kahvesine çağırtmışlar: aman, bunun çaresine bak bunlar mahalle arasında dolaşıyorlar, çoluk çocuk var, sonra bir kaza bir şey yaparlar diye bana söylediler.
K Bunun çaresi?
H Benim elimin altında bir tımarhane var. Bunları tımarhaneye baglamalı.
K Aman Hacivad. dilimi ısıran deliyi tutalım!
H Haydi gidelim. Karagöz, bu işin çaresine bakalım!

(Giderler, şarkı İle tımarhane meydana kurulur.)

Sarkı Hicaz:
Esirin oldum, ey zülfü kemendim.
Senin üftadenem, servi bülendim.
Aman, pamâl-ı cevr itme, efendim!

Nakarat:

Yeter cevr eyledin, şuh-i cihanım.
Şivekârim. dad elinden, el-aman!
Ruhun gülgonça-yı bağ-ı behadır,
Kaddin bala, hıramın dilrubadır.
Cihanın meyli hep şimdi sanadır.

Eyzan

(Karagta ile Hecivad perdeye gelirler.)

H işte, Karagöz, bu zencir tamam beş yüz okkalık.
K Aman Hacivad. dilimi ısıran deliyi buraya bağlıyalım!
H Bu zencir de yedi yüz okkalık.
K Dilimi ısıran deliyi buraya bağlıyalım!
H Bu zencir de tamam bin okkalık.
K Dilimi ısıran deliyi buraya bağlıyalım!
H Ben gidiyorum, göreyim seni! Deli gelir gelmez göz açtırma, hemem tokatı bas!

K Nasıl yapacağız?
H Seni gidi hınzır diyip tokatı atmalı. Sonra yıldıramazsan iş fena.
K Gelir gelmez tokatı atacağız.
H Ben gidiyorum.(Gider.)
K Höt seni gidi hınzır!

(Birinci Deli gelir.)

D " ..Sarımsak bakkala bıçak çektiği vakit nardenk küpleri tiri tiril titremeğe başladı. Kepenkler bu hali görünce dükkân içerisinde böyle vukuat olduğu için derhal sümüklü böcekler feryada başlamasın mı?“
K „Ben bunun öyle olduğunu bilirim amma, ne yapayım? Herifin burnuna süpürge sapını soktu, genzinde aşure kazanı devrildi. Lâkin o bir şey değil! Kazma kazana gücendiğini kazan kızandan malûmat aldıkta çorba tasının lohusalıgı münasibetile kevgir kepçe kollarını sıvayıp maslahatı kevgirden süzüp temize çıkardıgını yumurta tavası uzun kulaktan işitmiş imiş”.
D Senin malûmatın yok mu?
K „Kum Kapı açıklarında bir mumbarda sefinesinin geçenlerde kuluçkaya yatıp on bir adet Silivri çektirmesini tevellüt etmiş olduğu iki çift yirmi dört saat zarfında bir piyade ile bir bap süvari beygirinin mesmu-u âlileri oldukta ameliyat-i cerrahiye icra etmeksizin ağrıyan dişlerin içeri kayıklarının dümen suyuna havalesile Şeytan Akıntısında mevki-i müzakereye konulmuş: bundan bin beş yüz sene mukaddem harik-i mez kûr bir dahi vuku bulmuştur.Gel. sahibini sevindir: çaylaklar kethüdasını sevindirirsen müjdesi var.“
DBenim istediğim bu idi. (Gider.)
(Karagöz evine gider, kapıyı çatıir; kapıyı açarlar, baslar soyunmağa.)
K „Akıntı Burnunun daimi surette akmasına Ak Bıyık tehammül edemeyüp Boğaz içine akmasını Kaba Sakal dan istirham etmiş…”
Karagözün Karısı Ah kocacığım! Sana ne oldu?
K Bana ne oldu? ,.Ben bilemem eski halim, ben bilemem“, o şarkı dır. „..olmağla akıntı-yı merkumun bel sovukluğu münasibetile şimdilik Kıl Burnunun ensesine yerli yakı açılmasına karar verdiler”.
K.K Amanın dostlar! Ben şimdi ne yaparım? Kocam çıldırdı!
K (çıplak perdeye gelir). .Ne olacaksa şimdi olacak Kadı kızını hana verecek.
Hacivad (gelir.) Karagöz, bu ne hal?
K Ne hal olacak? Halil Ağa elbette seni bulacak Güya kaz yumurtasının üstüne basmışım da hamam böcekleri davacı imişler.
H Gel şuraya bakayım! (Karagözü üçüncü pencereye bağlar.)
K Aferin, Hacivad! Ben şaka söyledim. Gel, beni buradan çıkar! (Hacivad evinden bir oturak getirdi. Karagöze verdi. Karagöz oturağı bayına giydi. Hacivad gider.) Aferin. Haci Cavcav! Başım üşümez.
H (içeriden vurur). Haydi, düş önüme, seni gidi hınzır! (Deliyi getirir. Karagözün karşısına bağlar gider.)
K Aferin Hacivad! Hiç yer bulamadın da bu cenabet deliyi karşıma getirdin!
H (içeriden). Haydi düş önüme! (vurur.) Burada otur! (Deliyi bağlar gider.)
K Al cenabetin birini daha!
H (içeriden). Düş önüme! (Vurur.) Gel buraya! (O nu da bağlar gider.)
Ikinci D. Hoş geldin. Karagöz!
K Ulan, kim hoş geldi? Ben buraya geleli altı ay oldu.
Ikinci D. Bir şey söyle de dinliyelim!
K Sen söyle de biz dinliyelim!
Ikinci D. Biz kendimizi dinliyelim!
K Kırk yılda bir deli doğru haltetti!
Ikinci D. Birisi helvayı methetmiş, ben söyleyim sen dinle!
K Buyurun bakalım, deli baba!
Ikinci D

Vücûdum büsbütün titrer görünce bir tabak helva,
Şuurum kaybolur yerken mükemmel bir tabak helva.
Getir, ahçı, o helvayı. gören mebhut olur lâşek,
Hele bîhuş olur va’iz yiyince bir tabak helva.
Hayatbahşa o helvayı getir, hiç durma, ey ahçı!
Yenilmez başkası çünki olunca bir tabak helva.
Bütün ali tabiatlar bütün şıklar bütün mıklar
Olur derhal mecnun, eğer görürse bir tabak helva.
Mücerreb nefi insana, tabibin sözü efsane.
Ne lâzım hastaya derman? Şifadır bir tabak helva.

K Aferin, deli! Bunu akıllı bile beceremez!
2 inci D Ben de söyleyim mi?
K Hatırın kalmasın, sen de söyle!
2 inci D
Yumurtanın gözünden akar kanlı yaş,
Yetiş imdada , benim baklava kardaş!
Gör ki peynirli böreğe neler oldu!
Hoşaf nerede kaldı? Pilava bir baş.
K Senin söylediğin delice oldu.
TürK Buba, ben de söyleyin!
K Söyle bakalım, senin de hatırın kalmasın, söyle!
T
Gaşugu al. yürü, yi, çok güzel aşdur keşkek,
Alayuna yimegün. doğrusu, başdur keşkek.
Yumuşaklugu beyazlugu değer bin hezüne,
Gullaca, nazlu aşa kökten adaşdur keşkek
Hem dazu , hem duzu vardur. yimesü ile doyaman,
Mucurun agce gatugu ile dadaşdur keşkek
Eynehan olsa kişü dımdıguz eyler doyurur,
Sorfada varsa obur, durma ulaşdur keşkek!

K Aferin, ayı dayı! Senden memul olunmaz
2 inci D Sen de söyle. Karagöz! Yoksa seni boğarız.
K Siz bağlısınız, nereden boğacaksınız beni?
1 inci D Ya, öyle mi? İşte biz zincirimizi kırdık! Başla! (Uçu de delilerin boyanırlar.)
K (şaşırır). Vay köpoglan! Uçü de zincirden boşandılar!
1 inci D Başla bakalım!
K (Sabahiden makam ile söyler). Hacivad. deliler boşandı. Yetiş imdadıma. Hacivad!
1 inci D Hacamat mı dedin?
K Can-ı yarana sefa, ruha gıdadır güllaç
Ben burda kaldım bir haftadanberi aç biilaç
Aman Hacivad. deliler boşandı, kapıyı aç!
1 inci D Biz de boğmayız. (Giderler, Hacivad gelir.)
K Aman Hacivad, yetiş!
H Deliler nerede, Karagöz?
K Hepsi boşandı. Zinciri kırdılar gittiler.
H Karagöz, pöstekiyi sayarmısın?
K Sayarım.
H Daha akıllılanmamış. (Gider.)

(Şarkı ile Çelebi gelir.)

Şarkı Hicaz

Aşkınla ben. ey naznin.
Mecburinem, mecburinem, aman (Mükerrer).
Ey servkamet naznin!
Nakarat: Mecburinem. mecburinem (Mükerrer).
Geldim kapunda bendenem.
Hem bende-i efkendenem.
Rahm eyle, gel, nalendenem.

Ey zan.

Eylencedir aşkın bana.
Gönlüm seninle daima.
Rahm eyle, geldim ben sana.

Ey zan.

Ç O doğru yolumuz; tımarhanenin önüne geldik. Acaba sahi mi? Karagöz çıldırmış dediler.
K Karagöz kadar başına taş düşsün!
Ç Vay Karagöz, burada mısın? Uğurlu kademli olsun!
K Bak şu züppeye! Bir yere girmişiz gibi yahut dükkân açmışız gibi „Uğurlu kademli olsun“ diyor.
Ç Ulu orta yürüyorsun! Züppe kim?
K Kim olacak? Sen!
Ç Ağzını topla, sonra ben adamm ağzını yırtarım!
K (Carta çeker). Varıver, yarım osuruk!
Ç Senden ne olur, herif?
K Herif senin babandır. Senden ne olur a. puşt?
Ç Sonra senden namusumu dava ederim.
K Sende ne mahmuz var ne de namus.
Ç Ben hançeri çekersem sinende alırım soluğu!
K Paçaların bağlı mi?
Ç Sen beni beğenmiyor musun?
K Pek âlâ beğendim, bukadar atıp tutuyorsun! Semela karşına on kişi çıkarsa, ne yaparsın?
Ç Beşini yaralar, beşini kaçırtırım.
K Yirmi kişi çıkarsa meselâ?
Ç Onunu yaralar, onunu kaçırtırım.
K Kırk kişi çıkarsa semela?
Ç Yirmisini öldürür, yirmisini kaçırtırım.
K Tahta kurusu değil söylediğim, adam! Seksen kişi çıkarsa?
Ç Kırkını öldürür, kırkını kaçırırım.
K (kendi kendine). Gel bakalım, oturak, altıma! (O turalı başından çıkarır altına alır,baslar aptest bozmaya.) Yüz kişi çıkarsa meselâ?
Ç Ellisini öldürür, ellisini kaçırırım.
K (oturağı atar, Çelebi kaçar). Vay köpoğlu! Bir oturağa karşı koyamıyan yüz kişiye karşı koyuyor!

(Şarkı ile Zenne gelir).

Şarkı Hicaz :

Gösterir ebr-i şitadan başka tab,
Elveda’ eyler bize, bak, mahıtab.
Hacletinden battı gitti afıtab.
Nakarat: Elveda’ eyler bize, bak, mahıtab.
Eyledikçe bahş-ı revnak tab-ı mah
Bir gümüş derya idi bahr-ı siyah,
Olmada şimdi ruy u ka’rı siyah

Eyzan.

Zenne Gele gele geldim buracığa, daha göynüm nereye acaba? Nereye gitsem, canım da sıkılıyor.
K Allı verelim, sarılı verelim!
Z A, burada adam varmış!
K Karı galiba kör olmalı, beni görmiyor.
Z A kör olmıyası! Sen kimsin?
K Adamların hulâsası.
Z Adamların hulâsası ne demek? Sen adam değil misin?
K Değilim.
Z Eğer sen adam olaydın, ben sana varırdım.
K Adamım, adam!
Z Ne zaman oldun adam?
K Yeni oldum.
Z Sahihten adam olaydın, ben sana varırdım, benim akarlarım var, hepsini sana verirdim.
K Akarın senin olsun! Benim validemin de var akarı. Burnu akar, kulağı akar, ağzı kokar.
Z Senin bildiğin gibi akar değil, benim iratlarım var.
K İri atlarınız varsa, arabaya koşun!
Z Canım, sen lakırdı anlamaz mısın?
K İkimizden biri lakırdı anlamaz amma, hangimiz?
Z İnan olsun! Ben senden nekadar hoşlandım !
K Pıtkı ben de senin gibi.
Z Seni canıma sokacağım geldi.
K Ben de öyle, sokacağım geldi canıma.
Z Sen burada ne oturuyorsun böyle çıplak?
K Delilerin çamaşırını yıkarım, yoruldum dinleniyorum.
Z Boynundaki zincir ne? Yoksa deli misin?
K Hayır, timarhaneciyim, deli değilim.
Z Delisin! (Zenne eğlenir.)
Deli deli tepeli, eski hamam küpeli!
Deli deli tepeli, eski hamam küpeli!
K (hiddetlenir). Tango tango, kızdırma beni, delerim tepeni!
Z Baksan a deli baba!
K Buyurun, akıllı hanım!
Z Şeytan bana ne diyor?
K Ne diyor?
Z Yerden bir taş al da şu deliye at diyor.
K Kızım, sen şeytanın sözüne uyma!
Z Bak, ikinci şeytan ne diyor?

K Canım, şeytanın sözüne uyma!
Z Deliye bir buse ver diyor.
K Bazan şeytanın sözüne uymalı!
Z Ah babacığım, sana pek acıyorum! Böyle çırılçıplak tahin helvası gibi mermer taşın üstünde, basura uğrarsın.
K Ne yaparsın, kızım? Başa gelen çekilir.
Z Şimdi sana iki şilte, bir yün döşek, üç yorgan, bir mangal, bir kahve takımı, bir kazevi pirinç, bir teneke gaz, bir çuval soğan, bir fıçı yağ, bir çuval fasulye…
K Sanki burada beş on sene oturacağız gibi.
Z Elbette rahat rahat oturursun!
K Çenen tutulsun, aşifte!
Z Sen deli misin, akıllı mısın?
K Akıllıyım.
Z Delisin.
K Deliyim.
Z Akıllısın.
K Akıllıyım.
Z Delisin.
K Deliyim.
Z Akıllısın.
K S ., tir sen de! Beni büsbütün çıldırtacak! Defol şuradan!
Z Aman kaçayım! (Gider.)

Hacivad (gelir). Karagöz, nasılsın?
K Aman Hacivad, donuyorum.
H Pösteki sayar mısın?
K Baban saysın pöstekiyi!
H Demek sen akıllandın. Sana hekim göndereyim, seni vizita etsin.
K Seni etsin vizita!

(Hacivad gider, şarkı ile Frenk gelir.)

Şarkı Uşşak

Geçme kapım önünden, düşme peşime,
Ben severim yârimi, ilişme eşime!
Nakarat: Koç yüzük, koç bilezik kolda, nazik uf!
Ben yârimden ayrıldım, bana da yazık uf!
La la la la la la la la la la.
Niçin böyle söylersin? Kendin dinlersin.
Benim gibi bir güzele gönül vermezsin.

Eyzan

FrenK Bon corno!
K Ben pancar yemem.
FrKome stato? Bene?
K Kim ıslattı seni, sinyor?
Fr Yaşamın hayrolsun!
K Kuru yerin muammer olsun!
Fr Sen turkiko bilmez?
K Sinyor, türkçe ikimizin arasında kayboluyor.
Fr Sen hasta?
K Evet, yerim pasta.
Fr Ne bre, pasta? Hasta, hasta!
K Evet, hasta.
Fr Çikar dilini bakacayim.
K (çıkarır). Çıkardık, sinyor!
Fr Dilin çok bok yemiş.
K Ağzını topla, şimdi sinsileni s..erim , sinyor!
Fr Uzat kolumu bakayım!
K Sen kendi koluna bakacaksın, yoksa benim namzıma mı? (Kkolunu uzatır,Fr. koklar.) Bu hekim değil, mart kedisi, kokudan anlıyor!
Fr Sen çok fena hasta, niçin ölmedin?
K Çenen tutulsun! Bu hekim değil, cellât!
Fr Senin karin gum gum yapar?
K „Senin karın“ diyor, köpoğlu, karnın diyeceğine.
Senin karın yapar mı gum gum?
Fr Ne bre karin? Karnin karnin!
K Yapar, sinyor.
Fr içerde çok kalabalık var.
K Bit pazarını yuttum da onun için.
Fr Senin içinde safra çok vardir.
iki yuz tane araba, uçyuz elli kürekli,
ikiyuz elli kazmali.
K Sinyorun söylediği lakırdıları yazmalı!
Fr Çıkacak on bin araba safra. Can evine beş yuz suluk, iki kollarından kan alınacak dort yuz okka, ayaklarını kesmeli, karnini yarmali, bir şey kalmaz. Ben çok usta sekim, dokuz yuz doksan dokuz adam oldurdum.
K Hacivad, yetiş! Deste başıa biz gidiyoruz.
Fr Sana bir tertip ilaç yapayım, hiç bir şey kalmiyacak.
K Söyle bakalım, sinyor Sıkıntı!
Fr iki dirhem kirik kantar.
H Onu nerede bulmalı? Bit pazarında hırdavatçılarda iki tane kırık kantar.
Fr iki dirhem sinek Ahmed,
K iki tane sümüklü Ahmed, bir tane de burunsuz Mehmed!
Fr Üç dirhem sen ani s ..en tohumu.
KSinyor, tertibat fena! Acaba sinameki tohumu mu olacak?
Fr Beş dirhem ödülkahir’. Bunları toplar, hep birden bir kap içinde koyacaksın.
K Peki, içine mi koyacağız?
Fr Evet evet! Kaynarsın kaynarsın, kaynadıktan sonra kaynani’ s . .ersin.
K Defol şuradan, kerata! (Hekiın gider.) Amma yutturdu köpoğlu!
Hacivad (gelir). Karagöz, nasıl oldun?
K Aman Hacivad, pek üşüyorum, beni buradan çıkar!
H Pösteki götüreyim de say!
K Onu sen say!
H (Karagözü kurtarır). Haydi, esvaplarını giy de gel!
K (evine gider, giyinir, gelir). Çok şükür, kurtulduk!
H Ey Karagöz, geçmiş ola!
K Sinsileni sansar boğa! (Hacivada vurur.)
H Şükür sağlığa!
K Hak bereket versin kâthanede biten sazlığa! (Vurur.)
H Elin ayağın kırılsın!
K Çıkıkçıya sardırır gene vururum! (Vurur.)
H Yiyecek ekmek bulma!
K Devlet millet sayesinde has francala yerim, gene vururum. (Vurur.)
H Onma, bitme!
K Hem unumu eler, hem bitimi ayıklar, gene vururum! (Vurur.)
H Yıktın perdeyi, eyledin viran, Varayım sahibine haber vereyim heman! (Hacivad gider.)
K Fitne Hacivad, geçme nasibinden! — Her nekadar sürc-ü lisan ettikse affola! Yarın akşam „Kayık oyununda“ yakan elime geçerse, bak, ben de sana neler yaparım! (Gider.)