11 canbaz
Hacivad. (semaiyi söyliyerek perdeye gelir).
Ey kaşı keman, tir-i müjgân canıma geçti,
Peykânlanrının her biri bir yanıma geçti.
Pus itmeği ruhsarını sarkıntılık ittim,
Zülf-ü siyahın halkası gerdanıma geçti.
Hay Hak!
(Perde gazelini okur.)
Gel, ey zahid, kenar-ı bezm-i irfandan makal anla,
Hakikattir sözü ariflerin, guş it, me’âl anla!
Görünen perdedir amma, verasın bilmede maksud
Cihana itimad itme, heman zıll u hayal anla!
Mecaza haml idenler ehl-i zahirdir bu esrarı.
Sen ibretle nazar kıl, fâni dünyadan misal anla!
Tehi sanma bunu! Şeyh Küşterinin yadigâridir,
Ne gûna gösterir, bak, âlemi, sahib-kemal, anla!
Nasihattir kelamı sadıkın, avare zann itme.
Tefekkür eyle manayi lâtife hasbıhal anla.
(Kavgadan sora:)
Karagöz..Seni gidi utanıp arlanmaz, etrafı tekerlek, ortası sivri, kenarı değirmi, mangal kapağı kıyafetli kerata! Ne aldın ne veremiyorsun? A bunak herif! Her akşam gelir kapımın önüne: Dır dır dır(Hacivad gelir kaçar)dır. zır zır zır(H. gelir yine kaçar)zır, mır mır mır(H. gelir kaçar)mır! Mart kedisi kıyafetli kerata! Hiç utanıp arlanman yok mu?
Hacivad. (gelir).Yok.
K.Al bu yumruğu burnuna sok!(Vurur, H. gider.)
H. (gelir).Benim böyle lâkırdıya karnım tok.
K.(vurur).Durma karşımda, bok oğlu bok!
H.Karagözüm. Karagözüm, karlı dağım, sünbüllü bağım, sen misin?
K. (vurur).Sabah akşam benden dayağını yer misin?
H.Yazık, Karagöz, sana, yazık! Şu dünyaya eşek geldin eşek gideceksin!
K. A kerata, sen eşek geldin de sürücü beygiri mi gideceksin?(Vurur.)
H.Ah, Karagöz, kabahat sende değil, senin peder ü maderinde ki hin-i sabavetinde seni terbiye etmemişler; onun için böyle cahil kaldın!
K. Demek terbiye etmedikleri için, cahil kaldım, öyle mi?
H.Evet. Bunda calib-i tereddüd hiç bir nokta yoktur.
K. Binaen aleyh bu babda sizin de sarfiyata hakkınız yoktur.
H.Karagöz, bu ne demek?
K. Ne dernek olacak? Varidatın adem-i duhulünden fiil-i mazi zuhur eder demek isterim.
H.Böyle malâyani sözlerden hoşlanmam.
K.Evet, ben de manav Yaniden hoşlanmam.
H.İstifadeli söz söylemeli!
K.İstifan ağa ile hesap mı görmeli?
H.Söylediğin sözlerin mânasını tayin eder gibi söylüyorsun.
K. Evet, tahkir eder gibi söylüyorum.
H.Karagöz, artık can sıkıyorsun. Söyliyeceğim sözleri kemal-i itina ile dinle!
K.Peki.
H.Geçen gün bir büyük yerde senin ismin geçti.
K. Geçerken Büyükdereden simitçi İsmail mi geçti?
H.Canım, öyle değil! Geçen gün bir zat-1 alikadirle seni konuştuk. Bana dedi ki A Hacivad Çelebi, o Karagöz dedikleri ulûm ü fünundan bibehre terbiyesiz herifle kat’i ülfet et! Zira senin onunla düşüp kalkmaklığına kimse razı olmaz, hattâ yavaş yavaş biz de seninle kat’i münasebet edeceğiz" kılıklı serzenişte bulundular.
K.Terzi Reşit de mi bulundu?
H.Yani, sitem ettiler, başıma kaktılar.
K.Şimdi ne demek istiyorsun?
H.Demek istiyeceğim: sana hayırhahane bir ihtarım var.
K. Yarın akşam iftarın im var?
H.Sana bir kaç sözüm var.
K. Söyle!
H.Bak, Karagöz, şimdiye kadar bir baltaya sap olamadın.
K.Beni sana meşe odunu diye kim söyledi?
H.Yani bir işle meşgul değilsin, elinden bir iş gelmez.
K.Âlâsı gelir!
H.Bakayım ne iş yapabilirsin?
K. Hırsızlık.
H.Tü! Allah müstahakkını versin! O iş mi? Düşmanım dahi o yola sülük etmesin! Hiç bir san atin yok mu?
K.Var.
H.Nedir?
K.Âlâ ısgara maşa yaparın.
H.Demek okuman yazman yok, öyle mi?
K.Kim söylemiş yok diye?
H.Aman, Karagöz, yazı bilir misin?
K.Yazı da bilirim ilk bahan da kışı da.
H.Ben sana yazı kışı sonnıyorum. Hüsnühattın var mı?
K.Hüsnüye çattığım yok.
H. Yazın güzel mi?
K. Oldukça.
H.Canım, Karagöz, çok okudun mu? Kitabetin var mı?
K. İstediğinden âlâ.
H.Karagöz, edebiyata aşina mısın?
K. Et payını aşıramam, sora aşçıdan dayak yerim.
H.Şiir tanzim eder misin?
K.Mükemmelini.
H.Asar-i münteşiren var rai?
K.Amasyada eniştem yok. amcam var.
H.Ne kadar gazelin var?
K.Altı tane kadar gazevim var.
H.Gazevi değil, gazel! Hiç aruz gördün mü?
K. Gördüm.
H.Aman bilâder, çok gördün mü?
K. Yedi sekiz tane kadar gördüm.
H.Gördüğün nedir?
K. Horoz.
H.Horoz değil! Aksam-i şiiri gösteren bir fen vardır, ona aruz derler.
K. Sana horoz, bana da tavuk derler! (H. gider.) Kerata nereden bulur da çıkarır? Yok. sana horoz derler bana da tavuk, söylediği şey abuk sabuk!
Sen gidersin de ben durur mıyım? Ben de gideyim idgâha dolaba, dilber seyrine! Bakalım ayine-i devran ne suret gösterir!(Gider.)
(Şarkı ile Zenne Çelebi gelirler.)
Şarkı Rast
Zümre-i huban içinde pek beğendim ben seni,
Cismime can ittihaz ittim, efendim, ben seni,
Ruha teşbih eyledim, ey serbülendim, ben seni.
Nakarat: Cismime can ittihaz ittim, efendim, ben seni.
Arızındır gülsitan-i hüsnünün verd-i teri,
Kametindir saye-i bâğ-i melâhat ar’ari.
Cevher-i kân-i letafettir vücudun, ey peri!
Ey zan.
Zenne.Vay, maşallah, beyim efendim, oğurlar olsun!
Çelebi.Allaha emanet ol. ciğerparem!
Z.Böyle ne tarafa teşrifiniz?
Ç. Efendim, el hizmetkârlığı acayip bir şey. Saat altıya kadar efendi karşısında eli bağlı divan duruyorum. şimdi efendi hareme istirahat etmeye gittiler; ben de efendinin ahbaplarından birinin konağına gidiyorum, orada kapı yoldaşı ağalarla tavla iskambil oynıyacağım, vakit geçirmek için.
Z.Canını efendim, ben sizleri gökte ararken yerde buldum. Tenezzülen bizim fakirhaneye gideriz muhabbet ederiz.
Ç.Hayır efendim! Bendeniz sizin anladığınız delikanlılardan, değilim.
K. (içeriden).Sizin anladığınız delikanlılardan değildir, kansız tayıncılardandır.
Z.Ben sizi bu gece koyuvermem.
Z. Bendeniz gidemem efendim. Bu yaşa geldim, zamparalık nedir bilmem, harama uçkur çözmedim.
K. (içeriden).Çök deliğinden uydur.
Z.Efendim, ben size öğretirim. Bir gecenin içinde sizi usta yaparım.
Ç.Ben bu sanatı öğrenirsem para kazanır mıyım?
Z.Bu sanatı öğrendiğinle her nereye giderseniz gecede üç, beşyüz kuruş para verirsiniz.
Ç. Ben öyle bir sanat öğrenmeliyim ki başka bir yere gidersem para kazanmalıyım.
K. (içeriden).Ben sana bir tayıncılık sanatını öğreteyim, nereye gitsen günde bir lira kazanırsın.
Z.Haydi efendim, buyurun, gidelim!
Ç. Ben başımdan korkarım.
K. (içeriden).Başından korkacağına götünden kork, puşt!
Z.Rica ediyorum, gidelim efendim!
Ç. Bendeniz gidemem.
K. Amma nazlandı köpoğlu! Kentlini dirhem dirhem satıyor ; ben kendimi batmanla satıyorum amma hiç kimse almıyor!
Z.Kuzum efendim, pederimin bir samur kürkü var, bu gece bizim fakirhaneye tenezzül buyurularsa haddim olmıyarak kürkü size veririm.
Ç. Gidemem efendim.
Z.Cariyeniz size kul köle olsun; pederimin bîr altın saati var, onu size takdim ederim.
Ç.Bendenizin üzerime düşmeyin!
K.(pencereden).Üstüne düşerlerse sen orada yamyassı olursun.
Z.Gidelim efendim, ne arzu buyurularsa fakirhanede hepsi mevcut.
K.(içeriden).Namevcut,
Ç. Ne kadar üstüme düşüyorsunuz!
Z.Pederimin bahçede incir ağacının dibinde gömülü kavanozun içinde yüz tane lirası var, onu da size veririm.
Ç. Kuzum, sizin pederiniz kim? Ben tanır mıyım?
Z.Cariyeniz Hacivadm kızı değil miyim?
K.(içenden).Hacivat:, kulağın çınlasın! Kavanoz yerini yadırgıyacak.
Ç. Öyle ise, bendeniz devlethaneye yarım saate kadar gelirim.
Z.Başüstüne efendim!
Ç.Şimdilik Allaha’smarladık!(Gider.)
Z.Safa geldiniz!(Gider.)
Karagöz. (perdeye gelir).Hacı Cavcav! Kulağın çınlasın!
(Şarkı ile uzun sakallı, sivri külâhlı, elinde değnek, pir-i fâni büyücü gelir.)
Şarkı Rast
Yine bir gülnihal aldı bu gönlümü.
Büyücü. Hak dostum hak! Yat. yat. yat!
K.Bana mı söylüyor? Yatayım bari!( Yatar arka üstü.)
H. (elindeki değneği sallar).Kalk, kalk, kalk!
K.(ölü gibi kendinden geçer, hareketsiz doğru kalkar),Ulan, aklıım başımda amma, ölmüş gibi vücudumda hareket yok,
B.Yat; yat, yat!
K. (yatar).Ulan, ne tuhaf!
B.Kalk, kalk, kalk!
K. (doğru kalkar, hareket eder).Aman efendim, size bir ricam var!
B.Ne gibi rica?
K. Bana nefesinizden verseniz de ben de beş on para kazansam!
Fıkarayım!
B.Fıkara mısın ?
K. Evet efendim, efkarı fıkaradan ve güruh-u kıptiyandanım.
B.Ağzını aç!
K. Efendim, ağzımı açarsam,aç kalırım; gözümü açsam daha eyi değil mi?
B.Ben ne dersem sen onu yap’
K. Baş üstüne! (Ağzını açar.)
B.Tü (Karagözün ağzına tükürür)Yut. yut!
K.Güç! Yutulacak şey değil, koca balgam!(Yutar.)
B.Şimdi ne istersen yapabilirsin. Sakın ha zinhar, fena bir şey için, intikam almak için bir şey yapma!
K.Yapmam efendim.
B.Sora pişman olursun,
K. Fenalık için yapmam efendim.
B.Sakın korkma! Gözüne türlü türlü şeyler görünür.
K.Şayet korkarsam . . .
B.Helak olursun ; duasını da öğreteyim.
K. Öğretin efendim!
B.Hop budur hop bu, ayakkabın ğugu, vakka espali sagalti panguli guk, meçinde meçinde boğça!
K.Ulan, ne zor şey!
B. Söyle bakalım!
K. Hop budur hop bu, ayakkabın gugu, vakka espali sagalti panguli guk. meçinde meçinde boğça!
B.Sakın dersini unutma! Ben gidiyorum.(Gider.)
K.Şunu tecrübe edelim. Hop budur hop bu. ayakkabın gugu, vakka espali sagalti panguli guk, meçinde meçinde boğça!(Makam ile büyük cin gelir.)
Çin. Ji ji ji ji (Makam ile zırlar, ayağiyle Karagözü havaya kaldırır.)
K.Ulan, gidiyor muyuz?
(Yere bırakır gider. Karagöz evine gider.)
Karagöz.. Abla!
Karısı (içeriden).Ne var, herif?
K.Bizim büyük su küpü nerede?
K.k.Nerede olacak? Aşağıda.
K. Ulan, ne kadar ağır bu be!
K.k.Herif, küpü nereye götürüyorsun?
K. Onu senden sormazlar, (Perdeye küpü kor.)
Hacİvad (gelir). Karagöz, ne yapıyorsun ?
K. Şükür, Allaha emanet ol! Sen ne yapıyorsun?
H.Ben sana keyfini sormıyorum. Burada ne yapıyorsun?
K.Hocalık yapıyorum.
H.Nasıl hocalık?
K. Bakıcılık.
H.Demek ki insanın bir kaybı olsa sana baktırsa bileceksin, öyle mi?
K. Öğle değil, ikindi.
H.Benim evimde ne var ne yok bilir misin?
K. Bilirim.
H.Bil bakalım.
K.Hop budur hop bu, ayakkabın ğugu, vakka espali sagalti panguli gak, meçinde meçinde böğça!(Cin gelir, küpten bir kafa çıkar.)
H.Aman, Karagöz, korkuyorum!
K.Sus, sesini çıkarma.(Küpten bir kol çıkar, sora bir ayak çıkar, bir el çıkar.)
H.Aman. Karagöz, bunlar ne?
K.Ulan sus! Sesini çıkarma!(Küpten yılan çıkar, diğer şeyler de çıkar.)
H.Karagöz, küpten türlü türlü şeyler çıkıyor!
K.Sus. sesini çıkarma!(Yere bakar.)Hacivadnı evinde ne var, söyleyin! (Birisi Karagöze lâkırdı söylemiş gibi.)Başüştüne! Onu buraya getirin! (Küpten Hacivadın kürkü çıkar.)
H.Aman, Karagöz, benim kürk o.
K. Sen sus!( Yeri dinler.)Başüst üne. bura ya getirin!(Küpten Hacivadın saati çıkar.)
H.Karagöz, benim altın saat!
K. Sen sus!(Yeri dinler,) Başüstüne Haydi getirin!(Küpten Hacivadm altın kavanozu çıkar.)
H.Karagöz, benim evdeki gömülü olan altın kavanozu nereye gidiyor?
K.Sen sus!
H. Aman Karagöz, bunlar nedir böyle?
K. Benim bakıcılığım sayesinde bunları sana gösterdim.
H. Aman Karagöz, sen çok keskin hocaymışsın!
K.Ne zannettin, a çürük?
H.Kuzum Karagöz, her şey biliyorsun, benim öleceğimi de bil.
K. (Hacivada tokadı atar. H. gider).Kerata, senin, öleceğini nasıl bilirim?
(Küpü alır evine gider.)Abla
Karısı (içeriden).Ne var, herif?
K.Bizim merkep nerede ?
K.k.Nerede olacak? Ahırda.
K. Sen onu bana ver!
K.k.Tuhaf söylüyorsun.Bu bardak mı yoksa testi mi. “bana ver” diyorsun? Kendin git ahırdan alsan a!
K.Gel bakalım, benim kardeşim gibi merkebim!
K.k.Herif, sen böyle merkeple nereye gidiyorsun ?
K. Gurbete.
K.k.Benden izin almadan?
K.Ben çocuk mıyım senden izin alacağım?
K.k.Bir insan uzak bir mahalle gidecek olursa hareminden ruhsat almadan gitmez. Sen ise kendiliğinden iş görüyorsun.
K.Bu da doğru söz.
K.k.Gidip gelmemek var, gelip bulmamak var.
K.Gelip bulmamak eyi, amma gidip gelmemek fena.
K.k.Bir iş için mi gidiyorsun ?
K.Gittiğim yerden mal alacağım, gelip burada satacağım.
K.k.Güle güle git kocacığım, güle güle gel, artık eksik helâl et!
K.Ulan, ölüyor muyuz köpoğlu, helâl olsun?
K.k.Bana gelirken hediye getir, kocacığım !
K. Gelirken sana bir eşek nalı getiririm.
K.k.Ben eşek nalını ne yapayım?
K. Başına takarsın, nazar değmez.
K.k.Bana gelirken bir dizi inci getir!
K.İncir getirmeye hacet yok, burada da var incir.
K..A üstüme eyilik sağlık! İncir değil, inci! Deli olmuş bu herif!
K. Getiririm.
(Merkebe biner perdeye gelir, karşısına üç tane Zenne gelir.)
Şarkı Hicazkâr
Ey melek-haslet şehinşah-i vahid,
Eylesün Hak zatını gamdan ba’id!
Olsun ikbalin gibi ömrün mezid!
Nakarat; Her şebin kadr ola, her ruzun saki!
Menba’-i lûtf ü inayetsin, şeha,
Yoktur ihsanına hadd ü intiha.
Ferr ü şevketle safa sür daima!
Eyzan.
Karagöz..Bunlar kim be?
1.ZenneAh. kızlar, yol bilmemek ne kadar fena şey!
2.ZennePek doğru söylüyorsunuz.
3.ZenneElbette birisine tesadüf eder ona sorarız.
K. Bizim merkep durduğu yerde mıhlandı.
1.ZenneA kız, baksan a! Karşımızda bir eşekti adam var!
2.ZenneNe kadar tuhaf adam!
3.ZenneBaşına da kırmızı renkte külah giymiş.
1.ZenneKız. o adama da benzemiyor.
2.ZenneSakın maymun olmasın!
K. De hey meret1!
3.ZenneA kız. maymun da değil.
1.ZenneYa nedir o?
2.ZenneEcelacayip bir şey!
K.Acayip, bunlar hiç insan görmemiş mi? Şunlara göstereyim kendimi!
3.ZenneKızlar, ben size bir şey söyliyeyim mi? Bu cin olmalı.
1.ZenneBana baksan a, merkepti!
K.Ne var, merkepsiz?
1.ZenneSen nesin?
K. Yaban adamı.
2.ZenneNereden gelip nereye gidiyorsun?
K. Yuvamdan geliyorum.
1.ZenneSenin yuvan buraya yakın mı ?
K. Yakın.
1.ZenneNe aramaya çıktın?
K. Yavrularıma nafaka aramaya.
1.ZenneSen ne yer ne içersin?
K.İnsan eti yerim.
1.Zenne.Aman, sakın bizi yeme.
K.Sizi yemeyim de açlıktan öleyim, öyle mi ? Hazir ayagıma gelmiş rızkım.
2.ZenneKuzum baba, canım baba, bizi yeme!
K.Bir haftadır kursağıma insan eti girmedi, çocuklarım dersen, açlıktan ölecekler.
3.ZenneSana para verelim, sen o para ile çocuklarına nafaka al, bize dokunma!
K. Haydi diyelim ki ben sizden parayı aldım. 0 para ile insan eti alamam: mutlaka sizi yiyeceğim,
1.Zenne Canım kuzum, sana yalvarıyorum, bizi yeme!
K. Haydi ikiniz dursun, birinizi yiyeyim!
2.ZenneCanını efendim, biz üç kardaşiz, birbirimizden ayrılamayız.
K. Ben sizi ayırırım.
3.ZenneÖyle ise, sizde asla merhamet şefkat yok.
1.ZenneBir insan ebnayı cinsini yer mi, paralar mı?
K. Ey kuzum, öyle insan var ki kalbinde asla merhamet yok, ebnayı cinsîni hem yer hem paralar.
3.ZenneDemek siz de o cinstensiniz?
K. Evet.
3.ZenneÖyle ise yamyamsınız.
K.Yamyamım.
1.ZenneBari, bizi yiyeceksen üçümüzü birden ye de kurtulalım!
K. Birinizi yiyeceğim.
2.ZenneBirimizi yersen üçün ikisi geride kalır.
K.Siz beni bilemediniz.
1.ZenneHayır, bilemedik. Siz kimsiniz?
K. Ben gulyabani.
1.ZenneGulyabani nedir?
K.Tenha ve yaban yerlerde insana türlü türlü şekille görünür.
2.ZenneŞimdi senin meramın nedir?
K. Ben şimdi sizin bir tanenizi kapıp kûhu Kafa götüreceğim.
Zenneler (hepsi birden) Aman, aman, bırak götürme!
K. öyle ise. ikinizi götüreyim.
3.ZenneKuzum, bizi bırak!
K. Haydi, üçünüzü birden götüreyim!
1.Zenne Adam sen de. Sen sözünde ısrar ediyorsun, ne yapacaksan yap!
K. Ben size lâtife ediyorum. Ben de sizin gibi insanım, ne inim ne cin.
2.ZenneSiz böyle ne tarafa gidiyorsunuz?
K. Gurbete. Siz nereye gidiyorsunuz?
3.ZenneGözümüzün gördüğü yere.
K. Gözünüz beni görüyor; öyle ise, bana geliyorsunuz.
1.Zenne Kuzum efendim, size kim derler?
K.Evvelâ siz bana isminizi söyleyiniz.
1.ZenneBenim adım Suluca Yayla Çayın.
2.ZenneBenim adım da Dillice Çeşme.
3.ZenneBenim adım da Gari Bit Ahırı.
K. Benim adım da Kulaksız Kuyruksuz Tay. Evvelâ Suluca Yayla Çayırında bizim tayı otlatalım, sora Dillice Çeşmede sulayalım, sora da Gari Bit Ahırına çekelim, olmaz mı?
1.Zenne Rafta kurabiye var amma, sana göre yok. Haydi kız, gidelim!
(HepİSİ birden giderler.)
K. Vay fındıkçı - köpoğlu!(Merkebe hitaben:)Haydi, biz de gidelim! Kısmetimiz yokmuş, ne yapalım, biz de kısmetimizi başka yerden ararız. Deh!(Gider.)
(Şarkı ile Çelebi gelir. Hacivad karşılar.)
Şarkt Hicazkâr
Eyle vaslınla, efendim, behredar,
iltifatınla hem eyle kâmkâr.
Ben sana üftadeyem, bu aşikâr!
Nakarat: Sen gibi hiç görmedim bir şivekâr.
Her kesin âlemde vardır dilberi,
Şensin ol dilberlerin çüm serveri,
Dilrübasın, hoş-edasm, ey peri!
Uyzan
Hatıra geldikçe, ey nazik-eda,
Ayş ü işret zevk u sohbet daima.
Alemi döndüm dolaştım biriya,
Eyzan.
Hacivad..Vay efendim, maşallah, iki gözüm, nuru aynım ! Safa geldiniz!
Çelebi. Safada daim ol. Hacivad Çelebi!
K. (pencereden).Vefada dayım ol, Zeyrekte de amcam ol!
H.Efendim, böyle ne taraftan teşrif?
Ç.Zatı âlinizi arzuladım, sîze geliyorum.
H.Buyurun, ihya buyurdunuz!
Ç.Buraya gelişimin sebebi: Sizden burayı Şeyh Küşteri meydanını tutmaya geldim, buraya menzil kurup canbazlık edeceğiz.
H.Pek âlâ efendim; bendenizin refikim de var. sizinle birlikte bulunsa bir kaç kuruş da o alsa?
Ç.Elinden canbazlık gelir mi, Hacivad Çelebi?
H.Efendim, canbazlık yapamaz, palyaço, komiklik yapar.
Ç.Pek âlâ, o da bizlen beraber bulunsun. Para için konuşalım mı?
H. Efendim, hasılat çıksın, o vakit görüşürüz.
Ç.Pek âlâ, Hacivad Çelebi, o da olur. Allaha ‘smarladık.
H.Sefa geldiniz, efendim ! (Çelebi gider, Hacivad ela gider.)
(Şarkı ile canbazlarm menzil ipi kurulur.)
Esirin oldum, ey zülfü kemendim . . .
Karagöz. (yukarıdan allar, ipe takılır).Ulan, bu domuz kapanı mı? (Usulle ipten iner.)Ulan, Hacivad, aşağıya gel!
H. (gelir).Ne var, Karagöz? Ne istiyorsun?
K.Hacivad, bu ip nedir? Burada çamaşır sereceksin?
H.Değil, a canım! Bu canbazların menzil ipi.
K. Bu ne olacak böyle?
H.Şimdi burada ipin üstünde oynıyacaklar.
K.Beni de şunlara dahil etsen e!
H.Sen ne yapabilirsin, Karagöz?
K. Onlar ne yaparsa ben de yaparım.
H.Onlar ipte oynar.
K. Ben de Eyyüpte oynarım.
H.Onlar halatta oynar.
K. Ben de Balatta oynarım.
H.Canbazlıkta türlü türlü oyun var; sen her oyunu bilir inisin?
K. Bilirim, hattâ değişik oyunu ben de bilirim.
H. Sen yerde mî oynarsın . , .
K. Yoksa gökte mi?
H. Yerde mi oynarsın yoksa ipte mi?
K. İpte de oynanın yerde de oynarım.
H.Pek âlâ, cimnastik?
K. Lâstiği niye bilmem? Kışın her kes ayağına giyer.
H.Öylesi değil, kuvvet oyunu.
K. Ben Kadri beyin koyununu bilirim.
H.Kadri beyin koyununu değil, kuvvet oyunu.
K.Bilirim.
H.Flikflik?
K. Filikayı da bilirim sandalı da.
H.Trabezede oynar mısın?
K. Tirabazanda oynamam, baba götüme batar.
H.Turnike’ oynar mısın?
K.Öyle tekeden mekeden anlamam.
H.Pek âlâ. Arkalıç?
K.Ulan, ben hamal mıyım? Arkalıcı ne bileyim?
H.Ecel beşiği?
K.Ecel beşiğini de sevmem salıncağını da.
H.Demek, sen bu oyunları bilmiyorsun.
K.Öğreniriz, Hacivad,
H.Ben senin tarafından canbaz, başı ile görüşlüm konuştum; benim hatırım için seni kullanacaklar.
K.Seni kullansınlar, köpoğlu!
H.Sen şimdi git, bir palyaço elbisesi bul. giy de gel!
K.Benim evde varılır esvabım.
H.Giy de gel
K. Peki, giyer gelirim.(Giderler.)
(Çalgı vas çalarlar, cdnbaz İpe çıkar, oynar; Karagöz de yerde tuhaflık eder. Canhaz ipten iner gider; başka canbaz gelir, o da ipte oynar gider. Çocuk. gelir, o da ipte oynar gider. Sora canbaz başı Karagöz ile beraber kayıkla ipe çıkarlar, canbazbaşı ayırılık gazelini söyler, kayık iki parça olur, canbazbaşı gider, K. yalnız kalır, ipi sallar, K. düşer ölür.)
H. (gelir).Bakar mısın bir kere? Benim bunca senelik arkadaşım olan Karagöz ölmüş, eyvah eyvah! Bari gideyim de soyuna sopuna haber vereyim!(Gider.)Bana baksanız, Ayıbokunun oğlu!
Çingene (içeriden ). Ne var, Hacivad Çelebi?
H. Sizin Karagöz menzil ipinden düştü öldü; gelin şunu kaldırın!
Çingeneler. Geliyoruz, Hacivad Çelebi!(Bir kaç kişi gelirler.) Ulan, senin mis gibi sanatın dururken nene lâzım senin, ayol, can can can galabazlık!(Karagöze vururlar, Karagözü alır götürürler.)
(Şarkı ile Karagözün ölüsünü kaldırırlar.)
Şarkı Çeribaşınm gelini. . .
(Karagöz orta yere gelir gelmez, tabuttan başını kaldırır atlar hepsi kaçarlar. Karagözün karşısına Hacivad gelir, oyun biter.)